Aşk İlanı Sözleri

Aşk İlanı Sözleri Bu sayfada sizlere için en anlamlı aşk ilanı sözleri hazırlamaya çalıştık. Sevip de kendinizi güzel ifade ederek söylemek istiyorsanız sevdiğinize kendinizi işte bu sayfa size tam size göre.

Aşk İlanı Sözleri

Yağmur başladı. Bu yağmur altında ıslanmak istediğim kişisin. Çünkü sırılsıklam aşığım sana…

Bütün şairler sana mı aşıktı ki her okuduğum şiirde, dinlediğim ezgide sen vardın. Artık dilimde de sen varsın çünkü bu sevgi artık içime sığmıyor…

Gönlümün meclisinde herkes konuşsun istemem, kimse müdahale etmesin aşka… Yer gök şahidimdir ki siyasi görüşüm yoktur senden başka…

Sonsuza kadar yaşamak istemem, seninle bir gün yaşayayım ben kelebek misali bir günlük ömrüm olsun oda seninle olsun, bir gün bir ömre bedel seninle ne dünyayı isterim ne cenneti benim dünyamda sen cennetimde.

Sen benim görmek için, bakmaya gerek bile duymadığım ezberimsin. Seni çok ama çok seviyorum haberin olsun…

Gözlerimde tutuyorum seni, gözyaşlarım sen. sozlersitesi.com Kalbime hapsettim, her atışı sen. Dilimdeki içli şarkı, burnumdaki sıla kokusu, yanımdaki yamacımdaki yoldaşlık, içimdeki bambaşkalık hepsi sen…

Çok sevilmeye değil, hep sevilmeye ihtiyacım var. Ben seni hep ama hep seveceğime söz veriyorum.

Hadi gel tut ellerimi. Benimle yan. Benimle meydan oku her çaresizliğe. Benimle uyu benimle uyan. Birlikte varalım nice yıllara…

Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de, sana hep hep yeniden başlamak isterim. Sana aşığım bil istedim…

Ya tam açacaksın yüreğini, ya da hiç yeltenmeyeceksin. Grisi yoktur aşkın; ya siyahi, ya beyazı seçeceksin… -Şems-i Tebrizi Ben seni seçtiğimi sana söylüyorum seni seviyorum…

Sen ol da; ister yar ol, ister yara; lütfun da başım üstüne, kahrın da. Bu sözle sana bir itirafta bulunmak istedim. Sen benim gözümden sakındığım insansın, haber vereyim dedim…

Sen ruhuma cemre diye damlamadıktan sonra ben bu bedende neyleyim… Aşk da sen, hasret de sen, ben de sen… Beni gör benimle yan…

Aklımda işin yok. Durup durup aklıma gelme… Yanıma gel, Mevzu KALBİMDE. 

Benim şiirlerim çay kokar, düşlerim sade sen… Demlikte nefesin, bardakta gamzen. Benim için aşk demek sen demek…

Hâlet-i ruhaniyem’dir kelâm ettiğim lisân. Ya O’nadır, ya O’nunla O’lana, ya Aşk’adır, ya da Aşk’la yanana.

Sen Allah’a dilenen dilek, göklere uzanan ellerimsin. Sen gözümden süzülen yaş, tek düşüncem, hasretimsin. Sen yaşadığım ömür, en güzel günlerimsin.

Delinin tekiyim ben. Tıp aciz, hem iyileşmek isteyen kim? Sana deliyim, senle dolu, deli bir doluyum ben.

Ben sana prangalanmış bir mahkum. Suçu sabit, azılı sevgili. Cezama razıyım, idamda olsa kabulüm. Ama müebbet verseler ya da ömür boyu sende sürgün daha ne isterim.

Senden önce hayatım boşlukları kucaklamak gibiydi. Ne güzelmiş kolların arasında birisi olması. Aşk çok güzelmiş meğer.

Ruhuma dokunan gümüşi teller, başımda uçuşan meltemler, içime dolan, beni saran, beni havalandıran, umutlandıran her şey senden geldi bana. Aşk iklimine girmişim ben seninle.

Susuyorsam kızma, nutkum tutulduğundandır. Ellerim soğuksa, heyecandandır. Gözlerim kaçıyorsa gözlerinden, telaştandır. Henüz bir acemiyim ben. İlk kez aşık oluyorum da ondandır.

Gelmezsen, fırtınaya uğramış bir kumdan kale gibi yıkılacağım. Gözlerindeki beni göremezsem bir saat gibi duracağım. Gülmezsen, konuşmazsan, elimi tutmazsan, sıcaklığını üstüme bırakmazsan öleceğim sanki. Ben kifayetsiz muhterisin.

Aşkın acıtan yanı da varmış. Seni görememek, sesini işitememek, kokundan uzak, kollarından mahrum kalmak, ölmek gibi acıya tutsaklıkmış meğer.

Güneşe durunca boynunu eğmeyen, hele ki tatlı bir esintide varsa mırıl mırıl salınan ayçiçekleri gibiyim. Bu huzurdan bu ihtişamdan mahrum bırakma beni. Hiç batmayan güneşim, serin meltemim ol benim.

Yanıtsız sorular, anlamsız kargaşalar, umarsız dertler, ümitsiz yarınlar yok artık bende. Bir tek sen çözdün bendeki denklemi artık bir bilinmezliğimde yok.

Önümde yürüsen, gölgene basarım diye korkarak yürüyemem, arkamdan gelsen, ardıma dönüp bakmaktan yürüyemem, yanımda yürüsen, adımlarımızı uyduracağım derken yürüyemem. Yürümeyi öğrenmişken unuttum. Bana seninle yürümeyi öğretir misin?

Aşk bitmez, aşk oturduğu evden hiç gitmez, aşk küserse de bazen kinlenmez. Bilir çünkü onu gerçek yapanı, hakkını koruyanı. İşte benim sana aşkım bu türden, bu gerçeklikten.

Rakı şişesinde balık, damarlarında akan kan, beyninin kıvrımlarında dolanan bir solucan, kalbinin odalarında kiracı, bedenine dokunan kumaş, aklında uğraş, gözünde renk, sesinde ahenk, yüzünde bir ben olabilsem keşke. Her şey olabilsem keşke sana dair.

Kıştan çıkıp baharla mutlanmak gibi, kızgın güneşin altından kalkıp serin denize dalmak gibi, gökyüzünde uçabilmek gibi. İşte ben böyle tarifi zor güzellikleri tadıyorum şimdi. Senin sayende aşkım.

Issızlığıma kanma hep seni beklediğimdendir. Öyle bir gel ki. Ya yeşeren yaprak ve çiçekli dallarıma kon, ya dökülen yapraklarımın yumuşaklığını yatak bilip yerleş. Rahat etmen için gece ayın ışığı, gündüz güneşin sıcağı, yaralarının ilacı, ruhunun salıncağı, bedeninin mükellef sofrası olmaya hazırım. Aşkım…


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir