Edip Cansever Sözleri Bu güzel ünlüler sayfasında Edip Cansever Sözlerini sizler için hazırladık. Okumaya doyamayacağınız bu güzel Edip Cansever Sözlerini whatsappa yazabilir facebook ve twitterdan paylaşabilirsiniz. Sayfamız hakkında öneri ve görüşlerinizi bizimle yorum bölümümüzden paylaşabilirsiniz.

Edip Cansever Sözleri

Her yalnızlık bir ihtilaldir.

Bugün de başlamayı unutuyoruz. Herkes birbirine bakıyor. Bulan bulana kendini.

Bir bakın, uyanıp kalkınca çocuk olmalarım var benim.

Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde. Oysaki seninle güzel olmak var.

Kimsenin öldüğü yok, yaşadığı da herkes biraz sozlersitesi.com var o kadar.

Başka değil, yokluğu görmek için. KirIi ağustos! Göz kapaklarımı da yaktım sonunda.

Niye olmalı öyleyse. Aşk mutlu bir sürgünlükse.

Ben yorgunum anlamaktan, bir duvar, bir tebeşir gibi yazmaktan yazılmaktan.

Yaşamım bir şarkıcının iç çekme anıdır, beş mevsim yaşarım yılda.

Ve zaman dediğimiz nedir ki Ahmet Abi. Biz eskiden seninle, İstasyonları dolaşırdık bir bir.

Nedensiz bir çocuk ağlaması bile, çok sonraki bir gülüşün başlangıcıdır.

Kim ne derse desin ben bu günü yakıyorum, Yeniden doğmak için çıkardığım yangından.

Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk, hiçbir yere gitmiyor.

Hava soğudu Kasım’ın son günleri. Kar yağacak bembeyaz olacak unutulmuşIuğum.

Çıkmazlarda üst üste birikmiş ufuklar sozlersitesi.com kadar derindim.

Kim ne derse desin ben bu günü yakıyorum. Yeniden doğmak için çıkardığım yangından.

Uyurken uyandırılmış gibi Beni bir sardunya büyüttü belki.

Doğasın sen, doğasın, yarat beni yeniden. Ey yalnızlığımı kuşatan yalnızlık.

Ben sanki bir gazetenin hiç okunmayan yerlerindeyim.

Susarak katlanıyoruz her mutsuzluğa. SaatIendiriyoruz günü. Bölüyoruz dakikalara.

Sanki hiç kimselerin kullanmadığı bir gün kalmış bana.

Güç iştir çünkü bir tarihi insan gibi yaşamak. Bir hayatı insan gibi tamamlamak güç iştir.

Bir canavar gibi düşünün isterseniz, herkes kendi düşündüğüyle kalacak.

Güneş mi batarmış bir özel ismi bitirir gibi yanmış bir ağacın yaprakları mıymış kımıldayan.

Susmanın su kenarındayız bugün. Ne kadar sevgiyle konuşsak. Korkuyoruz göz göze gelince.

Sınırsız bir uykusuzluktur böyle. Her yolculuğum benim. Koşuşan geyiklerle dopdolu. Ve uçan balıklarla.

Sanırım hiçbir şeyin öyle pek tamamlanmadığı. Bir çağda yaşıyordum. Ve bütün eksik kalmaların. Sessiz ve ünü olmayan bir tanığıydım ben.

Sevmelerin ustasıyız, güzel şaşkınlıkların. Önce yüreklerimizi alıştırmışız buna, sonra kafalarımızı. Ki bu yüzden içimiz hiçbir zaman yoksuI değil, YoksuI olmadı.

Uzanır kırlara doğru, Yalnızlığı olan. Bu saatte sessizlik acıdır, Gelecektir parka yalnızlığı duyan.

Kimse görmüyor bizi. Göremezler ki. Uçup uçup konuyoruz yerlerimize. Bir konfeti demetinden kopmuş gibi. Düşlerimizden saçılmış gibi.

Sedef kakmalı bir tramvay geçiyor yakınımızdan. İnce bir org sesini sürükleyerek. Benekli bir örtü çekiyor üstüne dünya. Hepimiz kayboluyoruz.

Bırakmak bırakılmak demeyelim. Durmadan yer değiştiriyor anlamlar da. Ben ki bir boşluk kadar büyümüşüm bu yüzden. Sanki kış aylarında bir uçurumda.

Ah şu yağmurlar durmasa ya, ne güzel ıslanıyor ilkyaz, ne güzel ne güzel ne güzel, denize zorla sokuImuş, ağlamaklı bir çocuk gibi.

Ama biz dağınık kaldık. Sevgimizle, sevgisizliğimizle. mutluluğumuzla, mutsuzluğumuzla. ÖzIemlerimizle, yitikliğimizle. Her neyse, her neyse.

Oysa hep yanımdasın, seninle her şey yanımda. Kırıp dökük de olsa yanımda. Mesela çok sevdiğin bir deniz bile yanımda. O deniz ki aramızda hiç kımıldamadan. Erkeğini iyi tanıyan bir kadın gibi yorgun.

İçime siner mahallenin kokusu. Gökyüzü karışıksa kuşların işi. Ya içim içime sığmıyorsa. Ne denir kötüdür insanların gidişi.

Bir sokakta bir aşağı bir yukarı. Saatlerce dolaşanların hemen hemen bildiği. Amansız bir güceniğim.

Gitsem de her yerde biraz vardır. Hatırda zamansız bir plak. Bir otel kapısı, biraz istasyon. Vardır o seninle birlikte olmak. Buluşur çok uzaktan ellerimiz. Ve nasıl göz gözeyiz ansızın bir infilak.

Sana her zaman söylüyorum senin yüzünde gülmek var. Bakınca bir yaşama ordusu çıkıyor aydınlığa. Bir çiçek geliyorsun yer altı çevresinden. Bir kartal gidiyorsun çıplağın ayaklarla.

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir