Sitem Sözleri Bu sayfada sizler için en duygulu sitemli sözleri hazırlamaya çalıştık. Bir siteminiz mi var merak etmeyin sitem sevgiden doğar. Bu sayfada bulunan sitemli sözleri facebook ve twitterdan paylaşabilirsiniz.

Sitem Sözleri

Tek kişilik miydi bu şehir, sen gidince bomboş kaldı.

Senin için değildi yaptığım onca şey, sadece sen zannettiğim kişi içindi.

Sen susunca çok yoruluyorum! Acaba neyi anlatmıyorsun.

Beni çok çabuk unutmuş olabilirsin, olsun. Bilirsin severim balıkları…

İstenmediğim gönülde gölgemi bile bırakmam ben.

Benden seni seviyorum dememi bekleme sevgili. Biz de zikir sessiz çekilir.

Bazen çok seversin ve o ardına bakmadan çekip gider…

Ben yalnızca sevdiklerimden korkarım. Çünkü beni sadece onlar incitebilir.

Beni ben yapan şeyler, seni sen yapmaya yetmeyebilir.

Bir dosta ve sıcak bir ele ihtiyacın olduğunda diğer elini tut. Kimseden fayda yok bu devirde.

Merhaba sevdiğim. Ben sevmediğin bugün de mi geçmedim aklının o kıyılarından?

Ya sevmelisin adam gibi rol yapmadan, ya da gitmelisin bu şehir bir intihara sahne olmadan.

Şimdi ne bugünsün ne de yarın. Olsa olsa sadece yarım. Ya da eksilen yanım…

Bu hayatı çekilmez yapan biz değil, sadece karşımızdakilerin vaat ettikleri yalanlara kapılmamızdır.

Dertlerin kalkınca şaha bir sitem yolla Allah’a görecek günler var daha aldırma gönül, aldırma.

Madem kovdun; gidiyorum bak; hadi; hesap et; kim kimin hakkını yedi? Bu rahatlık size gökten inmedi, yan gelip yattıkça beni hatırla!

Gitmek gerekir bazen fazla yormadan, daha çok bıktırmadan. Eğer vaktiyse ardına bile dönüp bakmadan.

Bana geleceksen her şeyinle benim olarak gel. Bir emanet gibi geldikten sonra, yanımda olmanın ne anlamı var ki.

Bana geleceksen her şeyinle benim olarak gel. Bir emanet gibi geldikten sonra, yanımda olmanın ne anlamı kalır ki…

Güller anlatsın sana olan sevgimi, güller anlatsın yalnızlığımı, çaresizliğimi? sozlersitesi.com Yavaş yavaş eriyen yüreğimi güller anlatsın ben anlatamadım?

Hani bırakmayacaktın ellerimi, hani gülecektik her acıya birlikte ey sevgili, şimdi kollarım boş soğuk ve sessizim sensiz…

Ne üzgünüm, ne de kırgınım. Yorgunum sadece. Kendime bile tahammül edemezken, nasıl katlanayım kendini bilmezlere.

Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan, kime ne, asılmaz duvar bendedir, süslenmiş gemiler geçse açıktan, sanırım gittiği diyar bendedir.

Ben ne yaptım kader sana, mahkûm etti beni bana, her nefeste, bin sitem var, şikâyetim Yaradan’a, şikâyetim Yaradan’a.

Ben gelmeden evvel nasıldın, nasıl? Şimdi kovuyorsun, bitti o fasıl. Ahde vefa yok mu, bu mudur usül? Yüreğin attıkça beni hatırla!

Yâr yâr! Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar, değirmen misali döner başım, sevda değil bu bir hışım, gel gör beni darmadağın…

Madem gidiyorsun bura son durak ne adres, ne mektup, ne resim bırak, kendinden bir parça bir cisim bırak, saçından birkaç tel ver de öyle git.

Batık bir gemiymiş aşk limanında. Kader bu deyip de avutma beni ayrılık kapımızı çaldı sonunda senden son dileğim unutma beni.

Hem yıllarca oyna gönül sahnemde hem perdeyi kapat en mutlu demde sitem oklarına hedef sinemde açtığın yarayı sar da öyle git.

Bir zamanlar ardından bakar ağlardım şimdi dönüp ardıma bile bakmam. Bir zamanlar uğruna dünyaları yakardım şimdi şerefsizim kibrit bile çakmam.

Keşke sen ben olsan ve doyasıya sevmenin ne kadar zor olduğunu anlaşan, keşke ben şen olsam ve böylesine sevilmenin tadını çıkarsam…

Yüreğimde müebbet aşkın emaneti. Gönlüm kırgın ve yaralı. Seni unuttum sanma bu gönül hala sana sevdalı ama bu yürek seni aramayacak kadar delikanlı…

Hayatta gözyaşlarımı hak edecek bir insan görmedim. Ya benim gözyaşlarım gereksiz, ya da uğruna gözyaşı döktüğüm insanlar değersiz.

Gül filizlendiği günden itibaren güneşe âşıktır. Her ne kadar güneş her gece ayın görkemine kanıp gülü bıraksa da gül binlerce yıldıza kanıp güneşi aldatmazmış.

Bugün seni seviyorum, yarın da bir neden bulur severim. Daha sonra seni yeniden keşfeder yeniden severim. Benim senden başka işim yok ki…

Bekleyiş bir özleyiş gönüldeki sitemli bir süsleyiş bin bir hisle sevmeli neden o çok sevene unut bekleme derler oysa seven ümitsiz olsa da bekler.

Aşkımız şu üzerine yazılan bir masaldı, göz kırpımı kısalığında kelebeğin ömrü uzunluğundaydı. Kalbimizde bir ömür boyu çekeceğimiz yaralar bıraktı.

Ay doğarken bir soğudun arkasından, gül yüzünde şişli bir esintiyle, akşamın göçüsüne hüzün serperek ve yağmurdan geceye perdeler çekerek beni düşün unutma…

Aşkın bitmiş olsa da hiç sevmesen de beni çok aldattın hoş görmesem de bir şeyler bulmuştum ben o sevginde bekliyorum bir gün dönersin diye.

Seni sevdim delice, her gece soruyorum kendime ya biterse diye, bitse de sevgin saygı duyarım gönlüne, üzülürüm sana böyle sevgili bulamazsın bu tarihte!

Bir gün hayatın bütün güzelliklerinden vazgeçip ölüme sessiz sedasız gitmek istersen, yanıma gel ki sana sensiz yaşamanın, sensiz olmanın ölüm olduğunu göstereyim…

Sen bilirsin her gün birinin hayaliyle yaşamayı aldatılmanın acısını sevdiğinin başkasının olmasını senin yerine başkasına aşkım demesini sen ne bilirsin sevgilim deli gibi sevmesini…

Dünya döndükçe sen hep bana dönmeye. Başını her yastığa koyduğunda beni görmeye. Her kahkahamda gözyaşı dökmeye. Ben yaşadıkça sen ölmeye mahkûmsun.

Aramıza yollar, yabancı kollar, zor yıllar girdi, ümitlerimi, saf sevinçlerimi derken seni kaybettim bir iki sözle bir kaç şarkıyı, adaletsiz yargıyı birde bu talihsiz yazgıyı kalbime kaydettim.

O artık benim için bir ölüdür demişsin seni bunca sevene acı bir sitem mi bu ayrılıklar içinde taş mı kesildi kalbin hiç unutmam dediğin günleri unuttun mu?

Alsalar da şu yaşla dolu gözlerimi yerlerinden… Çalsalar da haberim olmadan seni kalbimden. Eğer unutacaksa bu can çıkmasın bedenimden. Ölürsem söyleyin mezarıma gelmesin o sevmeyi bilmeyen.

Bana bir günün yirmi dört saat, bir saatin atmış dakika ve bir dakikanın atmış saniye olduğu öğretildi ama sensiz geçen bir saniyenin sonsuzluk kadar uzun olduğu öğretilmedi.

Alsalar da şu yaşla dolu gözlerimi yerlerinden. Çalsalar da haberim olmadan seni kalbimden. Eğer unutacaksa bu can çıkmasın bedenimden. Ölürsem söyleyin mezarıma gelmesin o sevmeyi bilmeyen.

Benim kalbimi kırmak suya yazı yazmaya benzer, kırılan kalbimi düzeltmek gece doğan güneşe benzer. Sen o suya yazı yazmayı başardın şimdi güneşin doğmasını bekle.

Ayrılığın resmini çizdim sarı odalara, yüreğimi soğuttum zemheri ayazında. Sonra uzun uzun rüzgârın gülüşünü seyrettim çaresizce. Ve gecenin en koyulaştığı yerde ölümü kucakladım masmavi yüreğimle…

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir