Tuna Kiremitçi Sözleri Sayfamızda ünlü Türk yazar, müzisyen ve sinemacı Tuna Kiremitçi’nin en güzel sözlerini ve kitaplarından alıntıları sizler için derleyip toparladık. Sayfamızdaki Tuna Kiremitçi’nin şiirlerinden alıntıları facebook, twitter ve whatsapp ie sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.
Tuna Kiremitçi Sözleri
Bizi olgunlaştıran acılar biz olgunlaştıktan sonra unutulsa keşke.
Galiba insan kendi bencilliğiyle en çok bir mezarı ziyaret ettiğinde yüz yüze geliyor.
Hayatımızdan geri getirilmesi imkânsız bir dakika geçti.
Onun yanındayken sözcükleriniz görünmez bir duvardan sekip size geri dönerdi.
Bir kişiyi yargılamadan önce dualarına bakın.
Üzüntüsünü belli etmemeye çalışan kadınlar bana hep annemi hatırlatır.
En büyük ortak payda: hepimiz birilerinin eski sevgilisiyiz.
Yine de yaşamak zehirIi bir şeydi. Her an yeni bir umuda dönüşerek kanımıza karışabiliyordu.
Unutmamak lanetlenmek gibi bir şeydir.
Yolculuk güzel bir yalnızlıktır. Sadece sana ait olan, kimsenin elinden alamayacağı bir zaman parçası.
Başkalarının hayatını o kadar merak ediyorsanız roman sozlersitesi.com okuyunuz.
Ben keyifsizken başkalarının kelebekler gibi sektiğini görmekte içimi acıtan bir şey var.
Her şeye rağmen belki, hala, biraz genç sayılırdık.
Bu işler böyleydi işte. İnsan bir kasım gecesi kaldırımın üstünde kalıveriyordu.
En sağlam direniş: Kalbi temiz tutmak.
Münir ÖzkuI’un “Asıl böyle günde okula gidilir” demesi gibi, asıl böyle karanlık günlerde edebiyat konuşmak gerek.
Güzel bir kitap, sadece senin izlemen için çekilmiş bir filmdir.
Çizgiyi aşıp varlığımızı acıtan deneyimlerden geçtikten sonra mutluluğun ve mutsuzluğun ötesinde bir yere ulaşırız.
AsIında ciddi şeylerdir karikatürler; her biri yaşantımıza akıl ve neşe katar.
Belki de hayat, onun karşımıza çıkardıklarıyla iyi geçinmek oyunuydu. Bize sunduklarını elimizin tersiyle geri çevirmemek sanatıydı.
Gerçekler işine gelmiyorsa hayatında bir yamukluk var demektir.
Yazının büyüsüne kapılıp yalnızlığa sürüklenenler gibi, aşkın büyüsüne kapılıp iki kişilik bir ıssızlık inşa edenler de var.
AsIında yazı da aşk da aynı şeyini tehdit ediyor insanın: Özgürlüğünü.
Kimseye sitemim, kimseden şikayetim yok. Belki şans yüzüme güler de aklıma yeni bir cümle gelir diye, kalbimin derinliklerini kalemimle yokluyorum.
İnsanoğIu yalnızdır. Yalnız doğar, yalnız büyür, yalnız ölür.
Sonra, gitti. İki saat sonra buluşacakmışız gibi ayrıldık birbirimizden. Bir daha hiç görüşemeyeceğimizin o an farkına vardım.
Sessizlik de icabında müziktir.
Gördüğümüz her şeyi anlayıp yorumlamak iflahımızı kesiyor hayat botunca. O çok övündüğümüz zekamız bizi yalnız ve huzursuz varlıklar haline getirmekten başka işe yaramıyor.
İnsan yalnızken kendini üstüne her yerden iğne yağan bir mıknatıs gibi hissediyor.
Bazı mektupların yazılmasını geciktiren bir kısır döngü var. Önce gücü yetmediği, ne söyleyeceğini bilemediği için yazamıyor insan. Sonra bu tereddütler yüzünden mektubun yazılması gereken zaman geçiyor. Tren kaçıyor yani. Bu sefer gecikmiş olmanın suçIuluk duygusu engelliyor seni. Mektup asla yazılamıyor.