Ataol Behramoğlu Sözleri Bu güzel sayfamızda sizler için ünlü Türk şair, yazar, çevirmen, edebiyatçı Ataol Behramoğluna ait en güzel sözleri hazırladık. Sayfamızdaki en güzel Ataol Behramoğlu sözlerini facebook ve twitter ile sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.
Ataol Behramoğlu Sözleri
Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir.
Öğrendim ki… Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.
Yaşamak görevdir yangın yerinde. Yaşamak insan kalarak.
Şiir damıtılmış bir üründür. Bir şiirden, hatta bir dizeden esinle kitaplar yazılabilir.
Şiir canlı bir organizmadır.
Şiir değerlendirmesi şiirsel olmalıdır. Kuru analizler, ancak sozlersitesi.com şiiri öldürmeye yarar.
Şair şiire karşı sorumIudur.
Öğrendim ki. Hiç tanımadığın insanlar, iki saat içinde, senin hayatını değiştirir.
Nesir uçar, şiir kalır.
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de var olduğumu düşünmeyi, ürpererek. Karanlık bir oda da küçük bir çocuk gibi yağmurdan ve yalnızlıktan ürpererek.
Rüyalar bile geceleri bekler gizlice görünmek için. Yüreğimdesin, saklısında içimin gizlice sevgilim.
Aramızda söylenmiş sözlerin uzaklığı, aramızda yaşanmış şeylerin uzaklığı, yakın ayrılıkların sezgisi tenimizde.
Anne gezindiğin bağ baba yaslandığın dağdır! Ömrümün en güzel çağı, annen ve babanla olandır.
Ve cellat uyandı yatağında bir gece tanrım dedi bu ne zor bilmece öldükçe çoğalıyor adamlar ben tükenmekteyim öldürdükçe.
Öğrendik ki, İki şey asla terk etmezmiş insanı: Biri yanındaki ana, diğeri kalbindeki yara.
Eskidenmiş sabredip murada ermek, Şeyhin kerametini bekleyerek. sozlersitesi.com Öyle zamanlar yaşamaktayız ki dostum, erdemdir bazen, sabretmemek.
Evet haklısınız, erkekler bir odundur, çünkü hepsinin beklemekten ağaç olduğu bir sevgilisi olmuştur!
Yanıma gelip, “Dua diye bir şiirinizi okuduk, çok güzelmiş” diyorlar. Ama o şiiri ben yazmadım ki. İnternet’e biri yazmış, altına da adımı koymuş.
Gök sanki eriyecek mavilikten çimenler uykulu ve sıcak bir kadın geçiyor çıplak ayaklarını yüreğime basarak.
Bence Türkiye’de gençler doğru eğitilmiyor. Gençlerin yetenekleri baskılanıyor, önleri kesiliyor. Bu yüzden gerçek niteliklerini ortaya çıkaramıyorlar.
Oysa insan olmak, çoğalabilmektir başkalarıyla. İnsansın; birinin canı yanarken, senin de canın yanıyorsa.
Dünyaya bir daha gelirsen nasıl bir hayat isterdin sorusuna kim ne derdi bilmiyorum ama ben aynı ananın evladı olmak isterdim.
Ve kederi de yaşamalısın, namusIuca, bütün benliğinle çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı.
Burjuvalar kocaman duvarlarla çevirmişler avIularını. Ama bir kiraz ağacı gördüm geçen gün, Dışarı uzatmıştı en çiçekli dalını.
İnsanın mucizesinin farkında olmayan, buna inanmayan kişi sanatçı olamaz. Şiir yazar belki ama şair olamaz.
Sigaranın şiirle alakası yok. Lisedeyken herkes gibi ben de sigara içerdim. Sonra baktım sigara içerken kafam iyice dumanlanıyor, e bu sefer de şiir yürümüyor; sigarayı bıraktım. Ama arada bir tüttürüyorum yine.
Öğrendim ki, Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.
İsim nedir ki, Bulutlara yazılır geçer. Yüzüm nedir ki akarsuya çizilir geçer. Ömür nedir ki, Kurulur bozulur geçer. Sevda nedir ki, Dokunursun süzülür geçer. Şiir nedir ki, Sezilir geçer. İnsan nedir ki, Bir şeylere sevinir, üzülür geçer.
Sevdiğim, Sonsuzca yitirdiğim ender çiçek, Geri kalan yılları ömrümün, Seni anımsamama yetmeyecek.
Yaratıcılık bir cevherdir. Bu cevheri ortaya çıkarmak için eğitim gerekir. Örneğin Rusya’da Gorki Enstitüsü vardı -şimdi hâIâ var mı bilmiyorum-, bakarsanız birçok büyük Rus edebiyatçı bu enstitüde eğitim almıştır. Türkiye’de de Köy Enstitülerinin böyle bir özelliği vardı. Köy Enstitüleri olmasa Fakir Baykurt gibi yazarlar çıkmazdı.