Ayşe Kulin Sözleri Bu güzel sayfamızda sizler için en güzel Ayşe Kulin sözlerini hazırladık. Sayfamızdaki anlamlı Ayşe Kulin sözlerini facebook ve twitterdan sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.
Ayşe Kulin Sözleri
Aşk, düşündürmez, yaşanır.
Aşk aynen yazıldığı gibidir: Sesli başlar sessiz biter.
Aşk biraz da deliliktir.
Sisin içinde sarı, sıcak ince bir ışık gibiydi gizli aşkı.
Mantık ne zaman sevginin esiri olmamış ki?
Hayata katlanamayabilirdim, bu bendeki aşk olmasa.
Gözyaşları içine akıyordu, yüreğine doğru.
Her insan kendi romanını, kendi ruh haline göre okur.
Acılar bile, özgür ortamlarda çekilmeliydi.
Aşk; tüm dünya insanlarının içinde, sana tanıdığım ayrıcalıktır.
Güzel bir kızın ihtiyacı olan tek şey; çirkin şansıdır.
Aşkların en büyüğünün göstergesi, sevdiğine hayatını vermektir.
Bir gün biri çıkar karşına ve sen gidene şükredersin.
Bir kadının sana aşık olduğunu şuradan anlarsın; seni koklayarak öper.
Tek ve tek başına! Her bedele değersin diye düşündüm, ey özgürlük!
Hayatta gri renkler vardır. Hiçbir şey siyah beyaz değildir. Hele sevgiler hiç değildir.
Bir kadının sana aşık olduğunu şuradan anlarsın; seni koklayarak öper.
Acılar sabırsızdır, kolayca eskirler sanırdım, bir türlü almıyor aklım nasılda yanılmışım.
Siz uyursunuz bütün gece, ben bir ilmik daha atarım gecelerden gecelere.
Dünyanın en güzel hissi, birinin yüzündeki gülümsemenin sebebi olduğunu bilmektir.
İnsanlar pek çok şeye katlanabilirler ama ancak aralarında karşılıklı sevgi varsa.
Bir kızın en sevdiği şarkıyı iyi dinleyin, çünkü orada tüm söylemeye korktuğu şeyler gizlidir.
Savaş insana her şeyi öğretir. Bir de barış içinde yaşamayı öğretse keşke.
İstediği kadar güçlü olsun, bir erkek tarafından korunmak, bir kadının her zaman hoşuna gider.
Birini çok sevdiğinizde, Dünya’daki herkes ona yavşıyormuş gibi hissedersiniz.
Ayrıca, esas aşk, has aşk, olgun çağda gelendir ki, vurgun yemiş gibi olur insan, feleğini şaşırır.
Esas aşk, has aşk, olgun çağda gelendir ki vurgun yemiş gibi olur insan, feleğini şaşırır.
Aşklarını kendileri yaratır, sonra da elleriyle yok mu ederdi bütün kadınlar, yoksa ben mi böyle tuhaftım?
Sen aşktan çıktın yola. Görmüyor musun? Uyurgezer bir şarkının peşinde, çoktandır firardasın.
Şu dünyada aşk diye bir şeyin olabileceğine inanmazken, bu yaştan sonra aşkı buldum, nasıl vazgeçerim?
Bir kadının en büyük kabusu sevdiği adamın, onu aşık eden hareketlerini yapmayı bırakmasıdır.
Sanki bu vatan bir karpuz da her geçen gün elindeki dilimden, ağzının suları akarak, bir parça daha ısırıyor gavur.
Benimle onun arasında kaldıysan, onu seç! Çünkü gerçekten sevseydin, beni seçenek yapmazdın.
Mantıksızlık ve inat erkeklere mahsustur. Biz kadınlar akıllı olmak zorundayız ki, o sivri akıllı erkekleri idare edelim.
Yapım böyle, hep kendimden önce başkalarını düşündüm. İşten aşka vaktim olmadı. Olamadı.
Aşk sevdagillerden canım. Çok mühim bir şey aşk! Hayatın bütün manası, mevcudiyetimizin sebebi, aşksız bir ömür düşünemiyorum.
Felek ne çok ilk yaratmıştı bana şu son yılda! Aşkı, tutkuyu, ihaneti, kıskançlığı, korkuyu en yüksek dozda tattırmıştı.
Ben boşuna nefes tüketmişim. Sen bari tüketme. Çünkü kimse karşısındakini dinlemiyor, insanlar doğrularını ve yanlışlarını kendileri bulmak zorundalar.
Aslında yirmi beşinden önce aşk nedir pek anlamaz insan, Şarap gibidir çünkü aşk, tadına varmak için olgunlaşmak lazım.
İlk aşk sabun köpüğü gibi bir şeydir. Biraz da inattır biliyor musun, takıntıdır, gençler yaşamaktan çok hayalini kurarlar ilk aşkın. Rüzgar gibi gelir, geçer.
İnsanlar kaldıramayacakları acıları hatırlamak istemedikleri zaman, bilinçaltına itiyorlar, hiç olmamış gibi yapabiliyorlar.
Ölüm gibi bir şey hayata küsmek. Hatta ölümde bir başka hayata geçiş umudu bile taşıyabiliyor insan, yaşarken yaşamdan vazgeçmek. Üstesinden gelinir gibi değil.
Ruhu ölmüş biri, sevmeyi becerebilir miydi? Ancak, bunca yıldır sevmeye alıştığından, alışkanlıklar da insanda yer ettiği için, seviyor zannedebilirdi belki.
Kavuşmaları ve sevişmeleri öyle uzun bir sozlersitesi.com süre hayal etmişti ki, gerçekle hayal iç içe geçmiş resimler gibiydi. Kendi bile ayırt edemiyordu artık gerçekle gerçek dışını. Aşk diye bildiği, bilmediğiydi.
İleride bir gün, aşk nedir diye sorarlarsa bana, Işık adında biri, diyecektim, ilk görüşte vurulduğum, peşine düştüğüm, yaklaştığım ama hiçbir zaman kavuşamadığım.