Adnan Menderes Sözleri

Adnan Menderes Sözleri sayfamızda bulabilir ve facebook, twitter, instagram, whastapp üzerinden sevdiklerinizle ücretsiz bir şekilde palyaşabilirsiniz..

Adnan Menderes Sözleri

Ben odunu aday göstersem milletvekili seçtiririm.

Allah düşmanımı bile böyle bir muhalefetle karşılaştırmasın

Bize göre hususi mülkiyet ve şahsi hürriyete dayanan bir iktisat rejiminde, iktisadi sahanın asıl olarak ferde veya şirket halinde hususi teşebbüse ait olması lazımdır.

Dünyadan ayrıldığım şu anda, ailemi ve çocuklarımı şefkatle andığımı kendilerine bildirin. Vatanı ve milleti Allah refah içinde bıraksın.
(Menderes’e son arzusu sorulduğunda)

Mukadderatımı tamamen DP grubunun inisiyatifine bırakıyorum.

Allah’ım bana bir daha böyle bir seçim gecesi yaşatma!
DP ile CHP’nin atbaşı gittiği, bir birinin, bir ötekinin öne geçtiği 1957 Seçimleri gecesi.

Her mahallede bir milyoner yaratacağız.

Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz.(1954 yılında 3 bakanın istifasını alıp kendisini alkışlayan Demokrat Parti grubunda konuşma yaparken)

Hiç kırgın değilim. Hiçbir dargınlık duymuyorum. (Adnan Menderes idam sehpasına giderken son söylediği söz)

Kumandan beyefendinin büyük lütufları olmasa, zaman zaman biraz görüşmek ve çıkarmak imkanı vermemiş olsalar, belki bugün huzurunuza çıkmaya dahi muktedir olamayacaktım. Arzum şudur ki; bana imkan verecek, moralimi ve asabımı düzeltecek bir rejimin tatbiki…

Ben huzurunuzda, bütün kumandan beylerin ve saygıdeğer genç subay beylerin nazik muameleleri için teşekkürü bir borç biliyorum.
(Yassıada’daki ilk duruşma günündeki ilk sözleri)

Siyasi mukadderatımı tamamen DP Grubu’na, yani ellerinize bırakıyorum.
(Bakanlarının bir bir düşürüldüğü DP Grup Toplantısı sırasında, kendisine en yakın milletvekili olan Mükerrem Sarol’un önerisi üzerine. Bu sözleri üzerine DP grubu Menderes’in şahsına güvenoyu vermiş, Menderes de yeni bir hükümet kurmuştur.)

Aziz ve muhterem vatandaşlarım; Her an ve her saat başında yalan haberle bir takım korkunç şayialar çıkarılmak suretiyle, heyecan yaratmak ve bu heyecan vasatında bir takım kışkırtmalar da yaparak hadiseler çıkartılmak istenmekte olduğunu ve bu yıkıcı faaliyetlerin belli merkezlerden idare edilmekte bulunduğunu, dünkü konuşmamda arz ve ifade etmiştim.

Bu şayialara, bu yalan haberlere inanılmamasını, hatta bunlara inananların alakalılara ve vazifelilere ihbar edilmesini de ayrıca rica etmiştim.

1950 ila 1960 arasında, ortada ne diktatörlük vardı ne de diktatör. (Yassıada’da son müdaafasından bir kesit)

İsmet Paşa hastadır.Hastalığının adı da iktidar hastalığıdır

Kara Cüppeliler.(Öğrencileri Hükümete karşı kışkırtan Üniversite Rektörlerine Söylemiştir.)

Çalıyorlar birader, vallahi çalıyorlar!
(Savunmasının sonlarında.)

Reis bey, neden bunlara (CHP) bu salonu tahsis ettiniz? Ne çabuk unuttunuz, bunlar bize Aydın’da kongre yapmak için sinemaları vermediler! Eşek damlarında kongre yaptık biz! (“Efendim o salonda biz de kongre yaptık.

Hatta siz başveki,l olarak konuşma da yaptınız” cevabı üzerine) Ben başvekilim ben konuşurum!
(Aydın Belediye Salonu’nu il kongresi için CHP’ye kiraya veren Aydın Belediye Başkanı İsmet Sezgin)’e söyledikleri.

Off!… Ne trajedi!… Ne haile!… Off, arkadaşlar yanıyor! Birşey yapalım!
(1959 – Londra uçak kazasından hafif yaralı kurtulduktan hemen sonra enkaz yakınlarında söylediği ilk sözler)

Gözüme bak Paşa, gözüme bak! Senin kâzip şöhretinden çekinecek kimse yok burda! 1946’daki cinayetinin cezasını çekeceksin!
(TBMM’de 1946 seçimlerini savunmaya kalkan İsmet İnönü’ye)

Yuh ne demek ulan?! Yuh bana mı?!
(1960 – 555K eyleminin ortasında kaldığı sırada kendisini yuhalayan göstericilere hitaben)

Sizlere dargın değilim. Sizin ve diğer zevatın iplerinin hangi efendiler tarafından idare edildiğini biliyorum. Onlara da dargın değilim. Kellemi onlara götürdüğünüzde deyiniz ki,

Adnan Menderes hürriyet uğruna koyduğu başını 17 sene evvel almadığınız için sizlere müteşekkirdir. İdam edilmek için ortada hiçbir sebep yok. Ölüme kadar metanetle gittiğimi, silahların gölgesinde yaşayan kahraman efendilerinize acaba söyleyebilecek misiniz?

Şunu da söyleyeyim ki, milletçe kazanılacak hürriyet mücadelesinde sizi ve efendinizi yine de 1950’de olduğu gibi kurtarabilirdim.

Dirimden korkmayacaktınız. Ama şimdi milletle el ele vererek Adnan Menderes’in ölüsü ebediyete kadar sizi takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Ama buna rağmen duam [bu kelimenin üzeri çizilip merhametim yapılmıştır] sizlerle beraberdir

İsmet Paşa, kendi zamanında, ‘Ben memleketi idare ediyordum’ diyor. O devirde bu memleketi çocuklar da idare ederdi. Çünkü herkesi susturmuş, bir tek kendisi konuşuyordu, memleketi de böyle idare etti ve bu memleket seneler senesi olduğu yerde saydı

Uzun seneler bir fetih hakkı olarak bu memlekete sahip oldukları zannında sozlersitesi.com olanlar, hayatlarının ileri devresinde ruhlarına girmiş olan bu kanaati değiştirmek imkânını bulamazlar. Kendileri, Allah tarafından memur olunmuş insanlardır! Telakkileri böyledir

Bütün seçimlerde mağlup olurlar, yine de memleket bizimledir, derler. Hükümet işlerinde şimdiye kadar hiçbir başarı göstermemişlerdir. Gölge etmesinler, biz başka ihsan istemiyoruz

1946 Türkiye’si ile 1954 Türkiye’si arasında asır farkı değil, çağ farkı vardır

Siz bu rejimi devraldığınız zaman darağaçları kurdunuz, o (İnönü) zannınca bu memleketin sahibidir.

Tek başına memlekete tesahüb ediyor (sahip çıkıyor) ve tek başına bu memleket hakkında konuşuyor. Bunu, bu hakkı nereden alıyor? Biz sizin gibi istila veya fetih hakkına dayanarak mı geldik bu iktidara?

1946’da kendisinin mebus seçilmediğini bilmiyor muydu? 4 yıl gayri meşrû cumhurbaşkanlığı yaptığını İsmet Paşa bilmiyor mu?

Vatandaşların haklarını iptal etmek yolunda bizzat emirler vermemiş miydi? İsmet Paşa milletvekillerini takip etmek için bütün milletvekillerinin peşlerine hafiyeler koymamış mıdır?

Bu memleketteki zulüm devri İsmet Paşa ile onun iktidardan düşmesiyle kapanmıştır. (İsmet Paşa) hırsı için bu memleketi bir baştan öte başa ateşe vermek isteyen adamdır.

Paşa yeter artık! Bu memleketi bizim gibi memleketin içinden gelmiş olan insanlar idare etsin!

Atatürk demokratik inkılabı gerçekleştirmemiştir, yarıda bırakmıştır

Millete mal olmuş inkılapları muhafaza edeceğiz, millete mal olmamış inkılapları tasfiye edeceğiz

Türk milleti Müslüman’dır ve Müslüman kalacaktır. Bu memlekette din hürriyetine tecavüz etmek kimsenin haddi değildir. Hakiki mümin ve samimi Müslüman olanlar din hürriyetinden tamamen emin olabilirler

Ah Ethem ah!… Bizim neyimize gerek politika… Serbest Fırka’ya girdik, yüzümüze gözümüze bulaştırdık.

Aydınlılara çok ıstıraba neden olduk. Demokrat Parti’ye girdik, bütün gayretimizle, bütün samimiyetimizle memlekete hizmet ettik. Bak ne hale getirdik memleketi! Anam avradım olsun, tövbeler olsun bir daha çiftlikten Aydın’a gelirsem! Oturacağım Çine

Çayı’nın kenarındaki söğüt ağaçlarının dibine, başımı göğe çevireceğim, söğüt yapraklarının yüzümde dolaşmasının bana getireceği saadetle yetineceğim. Hiçbir şeye karışmayacağım
(İdamından kısa bir süre önce yakın arkadaşı Ethem Menderes’e söyledikleri)

Allah düşmanımı bile böyle bir muhalefetle karşılaştırmasın.[1]

Allah’ım bana bir daha böyle bir seçim gecesi yaşatma!

DP ile CHP’nin atbaşı gittiği, bir birinin, bir ötekinin öne geçtiği 1957 Seçimleri gecesi.

Atatürk’ü medeniliğin, ileriliğin ve memleket menfaatlerini üstün tutmanın en muazzez sembolü olarak telakki etmekteyiz. (…) Atatürk hiç kimsenin karşı karşıya geleceği bir kudret değildir. Hiç kimse bunu arzu etmez. Herkes, bilâkis onu Türk Cemiyetinin hâlâ en ileri nigehbanı olarak, en büyük kuvveti olarak telâkki etmektedir.[2]

Beni Atatürk keşfetti.[3]

Ben odunu aday göstersem milletvekili seçtiririm.

Ben bu orduyu yedek subaylarla da idare ederim!

Beş parasız ve bir sandalyesiz kurulmuş olan Demokrat Parti, dört sozlersitesi.com senede iktidarı ele geçirecek kadar muazzam bir kudretin sahibi olmuştur; bütün baskılara rağmen iktidara gelebilecek kadar muazzam bir kudretin sahibi olmuştur.[4]

Biz Atatürk’ü, Türk milletinin en aziz ve eşsiz bir varlığı olarak vicdanlarımıza gömmüşüzdür, başımızın tacı ittihaz etmişizdir ve onu daima Türk Milletini birleştirecek en kutsi, en aziz hâtıra olarak muhafaza edeceğiz.[2]

Bize göre hususi mülkiyet ve şahsi hürriyete dayanan bir iktisat rejiminde, iktisadi sahanın asıl olarak ferde veya şirket halinde hususi teşebbüse ait olması lazımdır.

Demokrat Partiye mensup olan vatandaşlar bu partinin yükünü seve seve sırtlarına ve omuzlarına almışlardır.[4]

Dünyadan ayrıldığım şu anda, ailemi ve çocuklarımı şefkatle andığımı kendilerine bildirin. Vatanı ve milleti Allah refah içinde bıraksın.

Menderes’e son arzusu sorulduğunda.

Her mahallede bir milyoner yaratacağız.[5]

Mukadderatımı tamamen DP grubunun inisiyatifine bırakıyorum.

Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz.

1954 yılında 3 bakanın istifasını alıp kendisini alkışlayan Demokrat Parti grubunda konuşma yaparken.

Hiç kırgın değilim. Hiçbir dargınlık duymuyorum.

Adnan Menderes idam sehpasına giderken son söylediği söz.

Kumandan beyefendinin büyük lütufları olmasa, zaman zaman biraz görüşmek ve çıkarmak imkanı vermemiş olsalar, belki bugün huzurunuza çıkmaya dahi muktedir olamayacaktım.

Arzum şudur ki; bana imkan verecek, moralimi ve asabımı düzeltecek bir rejimin tatbiki… Ben huzurunuzda, bütün kumandan beylerin ve saygıdeğer genç subay beylerin nazik muameleleri için teşekkürü bir borç biliyorum.

Yassıada’daki ilk duruşma günündeki ilk sözleri.

Siyasi mukadderatımı tamamen DP Grubu’na, yani ellerinize bırakıyorum.

Bakanlarının bir bir düşürüldüğü DP Grup Toplantısı sırasında, kendisine en yakın milletvekili olan Mükerrem Sarol’un önerisi üzerine. Bu sözleri üzerine DP grubu Menderes’in şahsına güvenoyu vermiş, Menderes de yeni bir hükümet kurmuştur.

Aziz ve muhterem vatandaşlarım; Her an ve her saat başında yalan haberle bir takım korkunç şayialar çıkarılmak suretiyle, heyecan yaratmak ve bu heyecan vasatında bir takım kışkırtmalar da yaparak hadiseler çıkartılmak istenmekte olduğunu ve bu yıkıcı faaliyetlerin belli merkezlerden idare edilmekte bulunduğunu, dünkü konuşmamda arz ve ifade etmiştim.

Bu şayialara, bu yalan haberlere inanılmamasını, hatta bunlara inananların alakalılara ve vazifelilere ihbar edilmesini de ayrıca rica etmiştim.

1950 ila 1960 arasında, ortada ne diktatörlük vardı ne de diktatör.

Yassıada’da son müdaafasından bir kesit.

İsmet Paşa buhran var diyor. Buhran İsmet Paşa’nın kendi kafasındadır. İsmet Paşa hastadır. Malta humması, Asya gribi gibi bir hastalığa tutulmuştur. Onun hastalığının adı iktidar hastalığıdır.[6]

İstiklal Savaşı diyorsunuz. İstiklal Savaşı pekala, üç ayda da bitebilirdi.[7]

Kara Cübbeliler.

Öğrencileri Hükümete karşı kışkırtan Üniversite Rektörlerine Söylemiştir.

Çalıyorlar birader, vallahi çalıyorlar!

Savunmasının sonlarında.

Reis bey, neden bunlara (CHP) bu salonu tahsis ettiniz? Ne çabuk unuttunuz, bunlar bize Aydın’da kongre yapmak için sinemaları vermediler! Eşek damlarında kongre yaptık biz! [“Efendim o salonda biz de kongre yaptık. Hatta siz başvekil olarak konuşma da yaptınız” cevabı üzerine] Ben başvekilim ben konuşurum!

Aydın Belediye Salonu’nu il kongresi için CHP’ye kiraya veren Aydın Belediye Başkanı İsmet Sezgin’e söyledikleri.

Off!… Ne trajedi!… Ne haile!… Off, arkadaşlar yanıyor! Bir şey yapalım!

1959 – Londra uçak kazasından hafif yaralı kurtulduktan hemen sonra enkaz yakınlarında söylediği ilk sözler.

Gözüme bak Paşa, gözüme bak! Senin kâzip şöhretinden çekinecek kimse yok burada! 1946’daki cinayetinin cezasını çekeceksin!

TBMM’de 1946 seçimlerini savunmaya kalkan İsmet İnönü’ye.

Yuh ne demek ulan?! Yuh bana mı?!

1960 – 555K eyleminin ortasında kaldığı sırada kendisini yuhalayan göstericilere hitaben.

Sizlere dargın değilim. Sizin ve diğer zevatın iplerinin hangi efendiler tarafından idare edildiğini biliyorum. Onlara da dargın değilim. Kellemi onlara götürdüğünüzde deyiniz ki,

Adnan Menderes hürriyet uğruna koyduğu başını 17 sene evvel almadığınız için sizlere müteşekkirdir. İdam edilmek için ortada hiçbir sebep yok. Ölüme kadar metanetle gittiğimi, silahların gölgesinde yaşayan kahraman efendilerinize acaba söyleyebilecek misiniz?

Şunu da söyleyeyim ki, milletçe kazanılacak hürriyet mücadelesinde sizi ve efendinizi yine de 1950’de olduğu gibi kurtarabilirdim.

Dirimden korkmayacaktınız. Ama şimdi milletle el ele vererek Adnan Menderes’in ölüsü ebediyete kadar sizi takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Ama buna rağmen duam [bu kelimenin üzeri çizilip merhametim yapılmıştır] sizlerle beraberdir.

Adnan Menderes’in idam edilmeden önce yazdığı son mektubu.

İsmet Paşa, kendi zamanında, “Ben memleketi idare ediyordum” diyor. O devirde bu memleketi çocuklar da idare ederdi. Çünkü herkesi susturmuş, bir tek kendisi konuşuyordu, memleketi de böyle idare etti ve bu memleket seneler senesi olduğu yerde saydı.[8]

Uzun seneler bir fetih hakkı olarak bu memlekete sahip oldukları zannında olanlar, hayatlarının ileri devresinde ruhlarına girmiş olan bu kanaati değiştirmek imkânını bulamazlar. Kendileri, Allah tarafından memur olunmuş insanlardır! Telakkileri böyledir.[8]

Bütün seçimlerde mağlup olurlar, yine de memleket bizimledir, derler. Hükümet işlerinde şimdiye kadar hiçbir başarı göstermemişlerdir. Gölge etmesinler, biz başka ihsan istemiyoruz.[8]

1946 Türkiye’si ile 1954 Türkiye’si arasında asır farkı değil, çağ farkı vardır.[8]

Siz bu rejimi devraldığınız zaman darağaçları kurdunuz, o (İnönü) sozlersitesi.com zannınca bu memleketin sahibidir. Tek başına memlekete tesahüb ediyor (sahip çıkıyor) ve tek başına bu memleket hakkında konuşuyor. Bunu, bu hakkı nereden alıyor? Biz sizin gibi istila veya fetih hakkına dayanarak mı geldik bu iktidara?[8]

1946’da kendisinin mebus seçilmediğini bilmiyor muydu? 4 yıl gayri meşrû cumhurbaşkanlığı yaptığını İsmet Paşa bilmiyor mu? Vatandaşların haklarını iptal etmek yolunda bizzat emirler vermemiş miydi? İsmet Paşa milletvekillerini takip etmek için bütün milletvekillerinin peşlerine hafiyeler koymamış mıdır?[8]

Bu memleketteki zulüm devri İsmet Paşa ile onun iktidardan düşmesiyle kapanmıştır. (İsmet Paşa) hırsı için bu memleketi bir baştan öte başa ateşe vermek isteyen adamdır. Paşa yeter artık! Bu memleketi bizim gibi memleketin içinden gelmiş olan insanlar idare etsin![8]

Millete mal olmuş inkılapları muhafaza edeceğiz, millete mal olmamış inkılapları tasfiye edeceğiz.[8]

Türk milleti Müslüman’dır ve Müslüman kalacaktır. Bu memlekette din hürriyetine tecavüz etmek kimsenin haddi değildir. Hakiki mümin ve samimi Müslüman olanlar din hürriyetinden tamamen emin olabilirler.[8]

Ah Ethem ah!… Bizim neyimize gerek politika… Serbest Fırka’ya girdik, yüzümüze gözümüze bulaştırdık. Aydınlılara çok ıstıraba neden olduk. Demokrat Parti’ye girdik, bütün gayretimizle, bütün samimiyetimizle memlekete hizmet ettik. Bak ne hale getirdik memleketi!

Anam avradım olsun, tövbeler olsun bir daha çiftlikten Aydın’a gelirsem!

Oturacağım Çine Çayı’nın kenarındaki söğüt ağaçlarının dibine, başımı göğe çevireceğim, söğüt yapraklarının yüzümde dolaşmasının bana getireceği saadetle yetineceğim. Hiçbir şeye karışmayacağım.

Siz bu rejimi devraldığınız zaman darağaçları kurdunuz, o (İnönü) zannınca bu memleketin sahibidir. Tek başına memlekete tesahüb ediyor (sahip çıkıyor) ve tek başına bu memleket hakkında konuşuyor. Bunu, bu hakkı nereden alıyor? Biz sizin gibi istila veya fetih hakkına dayanarak mı geldik bu iktidara?
Allah’ım bana bir daha böyle bir seçim gecesi yaşatma!
Uzun seneler bir fetih hakkı olarak bu memlekete sahip oldukları zannında olanlar, hayatlarının ileri devresinde ruhlarına girmiş olan bu kanaati değiştirmek imkânını bulamazlar. Kendileri, Allah tarafından memur olunmuş insanlardır! Telakkileri böyledir.
İsmet Paşa, kendi zamanında, ‘Ben memleketi idare ediyordum’ diyor. O devirde bu memleketi çocuklar da idare ederdi. Çünkü herkesi susturmuş, bir tek kendisi konuşuyordu, memleketi de böyle idare etti ve bu memleket seneler senesi olduğu yerde saydı.

 

1946’da kendisinin mebus seçilmediğini bilmiyor muydu? 4 yıl gayri meşrû cumhurbaşkanlığı yaptığını İsmet Paşa bilmiyor mu? Vatandaşların haklarını iptal etmek yolunda bizzat emirler vermemiş miydi? İsmet Paşa milletvekillerini takip etmek için bütün milletvekillerinin peşlerine hafiyeler koymamış mıdır?

 

 

Yorum yapın