Cemil Meriç Sözleri Sayfamızda ünlü Türk yazar, çevirmen ve düşünür olan Cemil Meriç’in en güzel sözlerini sizler için hazırladık. Sayfamızdaki Cemil Meriç aşk sözlerini facebook ve twitter ile paylaşabileceğiniz gibi sevdiklerinize whatsapp ve kısa sms ile de gönderebilirsiniz.
Cemil Meriç Sözleri
Aydınların aydınlatmadığı halkı, soytarılar aldatır.
Yaşayanları yöneten ölülerdir. Demek ki öldürülmesi gereken ölüler de var.
Kitap, zekayı kibarlaştırır.
Namaz kılan bir toplumun psikolijiye, zekat veren bir toplumun da sosyolojiye ihtiyacı yoktur.
Kitaptan değil, kitapsızlıktan korkmalıyız.
Gerçek hükümdarlar, ebedi hükümrandırlar. Hazineleri yağma edildikçe zenginleşirler.
İnsanlık daima kötü oyuncaklar peşinde koşan bir çocuk.
Yemin ederim ki, dünyanın bütün toprakları bir tek insanın kanını akıtmaya değmez.
Artık herhangi bir hayale kucak açamayacak kadar yorgunum.
Sağ ve sol: Anladım ki bu iki kelime, aynı anlayışsızlığın, aynı kinlerin, aynı cehaletin ifadesidir.
Hiçbir zafer umulanı getirmez, hiçbir bozgun mutlak değildir.
Türk aydını yangından kaçar gibi uzaklaşıyor memleketten. Hayır kirlettiği bir odadan kaçar gibi.
Nereye gidersen git, bulacağın aydınlık, zihninin aydınlığı kadar olacaktır.
Mütercim, mutlak’ı arayan bir çılgın, “felsefe taşı”nı bulmaya çalışan bir simyagerdir.
UIu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir.
Değişiklik olmayan yerde, hayat yoktur. Keşke düşünceler de insanlar kadar çoğalabilse.
Güneş ülkeleri aydınlatır, sözler milleti.
Vakit geçmiyor diye şikayet ederiz. Neyin geçmesini istiyoruz? Hayatın. Ve hepimiz ölümden korkarız.
Biterek ölmek güzel şey, başlamadan ölmek korkunç.
Kendi gerçeğimizi kendi kelimelerimizle anlayıp anlatmak, her namusIu yazarın vicdan borcu.
Bizler ki aynı kitaba baş eğmiş insanlarız. Bizden ala akraba mı olur?
Kültür, kaypaklığı, müphemiyeti ve seyyaliyetiyle Avrupa’dır. Tarif edilmeyen, edilemeyen bir kelime.
Hayat herkesin yaşadığı, kimsenin yaşamaktan hoşlanmadığı komedya.
Murdar bir halden muhteşem bir maziye kanatlanıp uçmak gericilikse, her namusIu insan gericidir.
Bilgi, sonu gelmeyecek olan bir fetihtir.
Her toplum bir kitaba dayanır: Ramayana, Neşideler Neşidesi veya Kur’an: Senin kitabın hangisi?
Çatışmasız toplum beraber otlayan, beraber geviş getiren adsız bir sürü.
Birbirini bütün tedaileriyle karşılayan iki kelimeye ne aynı dilde rastlarsınız ne iki ayrı dilde.
O kadar yalnızdım ki karanlıklardan İbIis’in eli uzansa minnetle sıkardım.
Ormanı görmedin. Ağacı görmedin. Rüzgârın önüne savurduğu birkaç kuru yaprağı insan zekasının bütünü sanıyorsun.
Yığın düşünmez, maruz kalır.
OIgunlaşmak kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, sozlersitesi.com zekânın daha işlek, ruhun daha huzurIu olması demek.
Deha tabiatın en tehlikeli armağanı.
Aşk bir teslimiyettir, bir eriyiştir. Yeniden doğmak için uyanıştır. Aşkın bütün sırrı iki kelimede: varlığından soyunmak.
Kendini tanımak, marifetlerin marifeti.
Sevgi garip bir yangın. Yaşaması için büyümesi gerek. O yangına her şeyini atacaksın; zamanını, gururunu, dehanı!
İdeolojiler, uçurumları aydınlatan hırsız fenerleri.
Dahi, münzevi bir yıldız; anasız doğan çocuk, anasız sozlersitesi.com doğan ve zürriyetsiz ölen. Zirveden zirveye akseden şarkı.
Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmaz’laştıranlardır.
İnsanlar hür doğarlar, eşit haklara sahiptirler; hiçbir hülya bana bu kadar çocuksu, bu kadar anlamdan yoksun gelmemiştir.
Cinayete ses çıkarmayan caninin suç ortağıdır.
İnsanlar sevilmek için yaratıldılar. Eşyalar ise kullanılmak için. Dünyadaki kaosun nedeni; eşyaların sevilmeleri ve insanların kullanılmalarıdır.
Bir ideal için ipe çekilmek, ölümlerin en güzelidir.
Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavalIı insanlarım: Karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi!
Acıları dev aynasında büyüten reziI bir hassasiyetim var.
Düşünce şüpheyle başlar. Düşünce, tezatlarıyla bütündür. Zıt fikirlere kulaklarımızı tıkamak, kendimizi hataya mahkûm etmek değil midir?
Her çağ kendi kelimelerini söyletmiş kelimeye; her demagog kendi yalanlarını.
Düşünce şüpheyle başlar. Düşünce, tezatlarıyla bütündür. Zıt fikirlere kulaklarımızı tıkamak, kendimizi hataya mahkûm etmek değil midir.
MeçhuIe açılan bir kapıdır kitap. MeçhuIe, yani masala, esrara, sonsuza.
Evladım bu ülkede sağcı solcu, ilerici, gerici yoktur. NamusIular ve namussuzlar vardır. Siz namusIulardan olunuz. Göreceksiniz, çok kalabalık olacaksınız.
Bu çökmeye hazır medeniyet üç sütün üzerinde duruyor; süngü, açlık, fuhuş.
Düşünceye câzip ve parlak bir biçim vermek küçültür düşünceyi. Büyük yazar içinden gelen sesi olduğu gibi haykırandır. Kelimeleri kullanırken avamın hoşuna gidip gitmeyeceğini düşünmez.
Duygunun asaleti, kuvvet ve isabetindedir.
İngiliz hodgamdır. Bir millet değil de bir yığın.Yığın düşünmez, mâruz kalır. NezIeye yakalanır gibi tutulur bir fikre. Ateşi yükselince arslanlaşır, nöbet geçirince her mukaddesi unutuverir.
Tarihi yaratan, fertIe yığın arasındaki anlaşmazlık.
Tabular tabular! Her adımda şuura dur emrini veren bir jandarma neferi. Her kapının arkasında, elinde bıçak, bekleyen bir harem ağası. Düşünme! Düşüneni iftiranın ve sefaletin lağımında boğduktan sonra ellerimizi yıkayıp, efendim bizde fiIozof yetişmiyor diye ah u vahlar.
Din, Avrupa için bir afyondur, bütün ideolojiler gibi.
Aydın olmak için önce insan olmak Iâzım. İnsan mukaddesi olandır. İnsan hırlaşmaz, konuşur, maruz kalmaz, seçer . Aydın kendi kafasıyla düşünen, kendi gönlüyle hisseden kişi. Aydını yapan; ‘uyanık bir şuur, tetikte bir dikkat ve hakikatın bütününü kucaklamaya çalışan bir tecessüs.
Hafızaya çakıl taşı gibi saplanan bilgi kırıntılarına yeni bir ad bulduk: kültür.
Polemik zekaların savaşıymış. Zekalar birbiriyle savaşmaz. Kinlerin, peşin hükümlerin, gizli çıkarların savaşı, polemik. Eski bir inancı yok etmek isteyen yeni bir düşüncenin savaşı. Ve her mübariz kendi cephesinde muzaffer.
Sol ve sağ. Çılgın sevgilerin ve şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit.
Kelime : Senin yıldızların kelimeler, söyle raksetsinler, alev saçlarıyla sonsuz bahçesinde hayallerinin.Kelime ormanda uyuyan dilber; şair uzaklardan gelen şehzade.Öyle seveceksin ki kelimeleri, sana yetecekler.Yıldızlar tanrı’ya yetmiş mi? Kelimeler benim sudaki gölgem, okşayamam onları, öpemem. Bir davet olarak güzel kelime ve muhterem. Gönülden gönüle köprü, asırdan asıra merdiven. Kelime kendimi seyrettiğim dere. Kelime sonsuz, kelime adem.
Her büyük adam kucağında yaşadığı cemiyetin üvey evladıdır.