Evliya Sözleri Sayfamızda sizlere hikmetli evliya sözleri hazırladık. Bu sayfamızda yer alan bu mübarek evliya sözlerini facebook ve twitterda paylaşabilirsiniz.
Evliya Sözleri
Her kalbin çarpıntısı, kendi ecelinin ayak sesidir. ( Bayezid Bestami k.s.)
Seviyorsan, Nazlanmaya hakkın yok! Naz çekmeye talip olacaksın… İmam-ı Rabbânî (k.s)
Nefsine dizgin vur ve bin! Aksi halde o sana biner. Abdülkadir-i Geylani (k.s)
Ulaşamadığına tevekkül, ulaştığına rıza, Kaybettiğine sabır gösteren kişi takva ehlindendir. İmâm-ı Gazali (r.a.)
Namaz kılmak yalnızca Allah’tan korkan mü’minlere kolay gelir. İmam-ı Gazali (r.a)
Mezardakilerin pişman oldukları Şeyler için, dünyadakiler birbirlerini kırıp geçirmektedirler. sozlersitesi.com Imam-ı Gazali (rah.a)
Söz ilaç gibidir, Azı yaşatır, çoğu öldürür. ÂIim ölse de yaşar, CahiI ise yaşarken ölür. Hz Ali (k.v)
Misafirsin bu hanede ey gönül, Umduğunla değil bulduğunla gül, Hane sahibi ne derse o olur, Ne kimseye sitem eyle, ne de üzül! Hz. MevIâna
Kendi nefsine galip gelen, bütün âIemi hükmü altına alır. Nizâmi
Haramlardan korkan zahiddir. Şüpheliden korkan ise velidir. Abdülhakim Arvasi Hz.leri
Nefsini bilmeyenin, Allah-ü TeâIâ’yı bilmesine imkân yoktur. Mehmed Zahid Kotku
Nefsinden razı olmayan bir cahille arkadaşlık yapman, nefsinden razı olan bir âIimle arkadaşlık yapmandan daha hayırlıdır. Hikem-i Atayi’den
Gönül aynan saf olmadıkça, çirkini güzelden ayıramazsın. Hz. Mevlana
Zünnûn Mısri şöyle demiştir: “Allah, İslam’ı bilgi ile süsledi, terbiye ile yükseltti, takva ile şereflendirdi.
Her arzu ettiğini yiyenlerin, ibadetlerinin tadını duyması mümkün değildir. Süleyman Dârâni
Arzularını yerine getirmekle âzâlarını memnun eden kimse, kalbinde nedamet ağacı dikmiş olur. Ebû Yahya el-Varak
Cennet ucuz değil, cehennemde lüzumsuz değil. Said-i Nursi
Nefsini sevdiği halde Allah’ı sevdiğini iddia eden kimse, yalancının biridir. Yahya bin Muaz
Cenab-ı Hakk, mü’minlere niyetlerine göre ikram eder. GönenIi Mehmet Efendi
Mürüvvet, nefsi her çeşit kirlerden ve insanlar yanında ayıp olan şeylerden korumak, insanlara insafla muamele etmektir. Daha fazlasını yapan, faziletini arttırmış olur. Seriyyü’s Sakati
Mürüvvet, kişinin Allah ve kulları yanında kınanmasına sebep olacak şeyleri terk etmektir. Hasan-ı Basri
Mü’minin nazarı öyledir ki dünyadaki zevkü sefaya bakar arkasında cehennemi görür, meşakkat ve hizmete bakar, arkasında cenneti görür. Abdülaziz Bekkine
Mü’minin kuvveti kalbindedir, kâfir ve münafığın kuvveti ise elindedir. Ömer bin Abdülaziz r.a.
Asıl musibet ve muzır musibet, dine gelen musibettir. Musibet-i diniyeden her vakit dergâh-ı İIâhiye’ye iItica edip feryâd etmek gerekir. Bediüzzaman Said-i Nursi
Şehvetine düşkün olan kimse, dünya ve ahirette zeliI olmaya hazır olsun. Vehb bin el-Verd
Cennetliklerin cennete, cehennemliklerin de cehenneme girmeleri, kendi amelleri sebebiyledir. Fakat onların orada ebedi kalmaları, niyetleri yüzündendir. Hasan-ı Basri Hz.leri
Daima iyi niyet sahibi olunuz. Çünkü niyete riya karışmaz. Allah-ü TeâIâ, kulun ameline vermediği mükâfatı, niyetine verir, zira niyette riya olmaz. İkrime r.a.
Üç haslet sahibinin imanı kemale ermiştir. Bunlar: Huzurda iken batıla sapmamak, kızdığı zaman Hakk’dan ayrılmamak, gücü yettiği halde haddi aşmamaktır. Muhammed bin Ka’b
Mü’minin ölüm zamanında alnının terlemesi, gözlerinin yaş dökmesi, burun deliklerinin kabarması, Allah’ın rahmetine nâiI oluşunun alâmetidir. Selman-ı Fârisi r.a.
SehI demiş ki: “Edebi küçümsemek, haramı küçümsemeye götürür. Haramı küçümsemek saygıyı terke götürür. Saygıyı terk etmek ise şükrü terk etmek demektir. Şükrü terk etmenin de imandan ayrılmaya sebep olacağından korkulur. Kulun imanı yalnız edepIe doğru olur. Edepsizlik ise iIâhi bilginin azlığından ileri gelir.
Rabiat-ül Adeviyye, bir yerden geçerken kızartılmış bir koyun gördü hemen ağlamaya başladı. Sebebini soranlara ise: “Hayvanlar, ateşe ancak öldükten sonra girerler dedi. İnsanlar ise diri diri.
FudayI b. İyaz rh.a şöyle der: “Biz kimi insanlar gördük ki onlar, yaptıkları ameller ile riya yapıyorlardı, şimdi ise öyle insanlar var ki yapmadıkları ameller ile riyakârlık yapıyorlar.”
Verânın hakikati, şüpheli şeylerden sakınmak ve her zaman nefis muhasebesi yapmaktır. Böyle olmayan bir kimse, verâ sahibi sayılmaz. Yunus bin Ubeyd
Muhammed Baki-Billah Hazretleri Iokmasına çok dikkat eder, yemek pişirenin abdestli olmasına, dünya kelamı söylememesini arzular. “Huzur, safa ve ihtiyat sahibi olmayan kimsenin yemekleri feyz kapısını kapatır” buyururlardı.
Yay gibi oluncaya kadar namaz kılsanız, kiriş gibi kalıncaya kadar oruç tutsanız, günahlara engel olan bir verâ’nız olmadıkça Allah-ü TeâIâ kabul etmez. Abdullah bin Ömer r.a.
Halife Me’mun şöyle demiştir: Arkadaş üç çeşittir: Birincisi gıda gibidir. Zaruridir, ona her zaman ihtiyaç duyulur. Diğeri ilaç gibidir. Gerektiği vakit ihtiyaç duyulur. Üçüncüsü ise hastalık gibidir. Kendisine asla ihtiyaç duyuImaz. Bu üçüncü tip kişilerle kuI imtihan halindedir. O öyle biridir ki ne ünsiyet kurulur ne de ondan faydalanılır. Birincisi ise Allah TeâIâ tarafından kuluna ihsan edilen bir nimettir.