Halil Cibran Sözleri Bu güzel sayfamızda sizler için Lübnan asıllı ABD’li ressam, şair ve filozof Halil Cibran’ın en güzel sözlerini ve şiirlerinden alıntıları hazırladık. Sayfamızdaki Halil Cibran aşk sözlerini facebook ve twitter ile paylaşabilir whatsapp ile sevdiklerinize gönderebilirsiniz.
Halil Cibran Sözleri
Dostluk daima tatlı bir sorumIuluktur; asla bir fırsat değildir.
Bana “seni anlamıyorum” demen, hak etmediğim bir övgü, hak etmediğin bir sövgüdür.
Karakter sahibi bir insanın ruhu yaralarla doludur.
Hakikat parçalanamaz. Her tohumda bir tutku gizlidir. Aşk ve şüphe bir arada bulunmaz.
Her yüreğin rahatlamak, huzur bulmak için çekildiği bir köşesi vardır.
Aşkı konuşmak için dudaklarımı kutsanmış ateşIe temizledim, ama hiçbir sözcük bulamadım.
Gerçekten büyük insan odur ki, ne yönetir ne yönetilir.
Yalnızlığım, insanlar geveze hatalarımı övüp, sessiz erdemlerimi eleştirmeye başladığında doğdu.
Bana susmayı ver, gecenin hücumlarına meydan okuyayım.
Dünya kuruldu kurulalı bilinir: Aşk, derinliğinin farkına, ancak ayrılık saati gelip çattığında varır.
Neden bazı insanlar sizin denizinizde yaşayıp, dereleriyle övünüyorlar.
İki kadın konuştuğunda hiç bir şey söylemezler. Bir kadın konuştuğunda bütün bir hayatı açıklar.
Baskıya başkaldırmayan kişi kendine karşı adaletsizdir.
Gerçek güzellik bir erkekle bir kadın arasında var olabilen ve aşk adı verilen ruhsal ahenkte yatar.
Sevgi sevgiliyle sevgili arasındaki peçedir.
İnsanın hayali ile elde edişi arasında yalnızca tutkusunun aşabileceği bir mesafe bulunur.
Yüreğimdeki mühür kalbim kırılmadan çözülebilir mi?
Sözcüklerin dalgası hep üstümüzde olsa da, derinliklerimiz daima dinginliğini korur.
Öğrenimsiz akıl sürülmemiş tarlaya benzer.
Geceyi delerek uçan küçük bir kuş gibi, yaşar ruhum; hızlandıkça uçuşu, daha da yakınlaşır şafak.
Hakikat iki kişiye muhtaçtır: Biri, onu dilIendiren; diğeri onu anlayan.
Bilmen gerekenlerin sonuna ulaştığında, duyumsaman gerekenlerin başında olacaksın.
Tek doğruyu buldum’ değil, Bir doğruyu buldum’ deyin.
Gevezeliği bilgi, susmayı cehalet ve yapmacıklığı sanat zannedenlerden uzağım.
Her tohum bir özlemdir.
Hayatın bütün esrarını çözdüğün vakit ölümü arzularsın. Çünkü o da hayatın sırlarından biridir.
Hayret etmek bilginin başlangıcıdır.
Sahip olduklarınızdan verdiğinizde çok az şey vermiş olursunuz. Gerçek veriş kendinizden vermektir.
Bırakın bugününüz, geçmişi anılarla, geleceği ise özlemle kucaklasın.
Öğretilerin çoğu pencere camı gibidir. Arkasındaki gerçeği görürsün, sozlersitesi.com ama cam seni gerçekten ayırır.
Hakikate kulak veren, hakikati dilIendirenden daha basit değildir.
Her erkek iki kadına aşık olur. Biri hayallerinde yarattığı diğeriyse henüz doğmamış olandır.
Yalnızca sevgi ve ölüm her şeyi değiştirebilir.
Toprağın neresini kazarsan kaz, bir define bulacaksın. Ancak bir çiftçinin inancıyla kazmalısın.
Beşeri kanunları yalnızca iki kişi çiğner: deli ve dahi.
Neşeli yüreklerle birlikte neşeli şarkılar söyleyen kederli bir kalp ne kadar yücedir.
Misafirler olmasaydı, evlerimiz mezara dönerdi.
Yanlışlarımızı doğrularımızdan daha büyük bir coşkuyla savunmamız ne gariptir!
Şafağa ancak gecenin yolunu izleyerek ulaşılabilir.
Ne gariptir ki toplum olarak, aklı yavaş olana değil de ayağı yavaş olana, yüreği kör olana değil de gözü kör olana acırız.
Eğer kış, baharı yüreğimde saklıyorum deseydi, ona kim inanırdı.
Birine çarpılmak bir dakika sürer, beğenmek bir saat ve sevmek bir gün. Ancak birini unutmak bir ömür.
KirIi eller ruhuma dokunmasın diye, dikenIi tellerle çevirdim yüreğimi.
Kişinin hayal gücüyle, düşlerinin gerçekleşmesi arasındaki mesafe, yalnızca onun yoğun isteğiyle aşılabilir.
Biz sevinçlerimizi ve hüzünlerimizi onları yaşamadan çok önce tercih ederiz.
Sen duyduklarına inanıyorsun. Söylenmeyenlere inan. Çünkü insanın sessizliği sözcüklerinden daha yakındır gerçeğe.
Kıskancın suskunluğu çok gürültülüdür.
Ne gariptir ki toplum olarak, aklı yavaş olana değil de ayağı yavaş olana, yüreği kör olana değil de gözü kör olana açarız.
Sırtını güneşe çevirirsen gölgenden gayrı bir şey göremezsin.
Boynuna vurulmuş boyunduruğu seven ve ormanda gönlünce yaşayan geyiği ve ceylan serseri sanan öküze ne denir ki?
Gariptir ki, kimi zevklerin tutkusudur, acılarımızın bir kısmını oluşturan.
Dostum, güneşe bak, toprağa bak, suya bak, buluta bak; sozlersitesi.com fakat arkana bakma. Kimin geldiği önemli değil, kimin gelmediği de.
Şiir çokça sevinç ve ızdırap ve hayrettir, biraz da söz.
Siz çoksunuz, oysa ben tekim. Bana dilediğinizi söyleyin ve yapın. Dişi koyun gecenin karanlığında kurtların avı olabilir. Fakat kanı, vadinin taşlarında tan ağarıp da güneş yükselene değin duracak!
Biri sana kötülük ederse unut, ama sen birine kötülük edersen hiç unutma.
Gerçekte yalnızca kendimizle konuşuruz.Ama kimi zaman sesimiz başkalarının duyabileceği kadar yüksek olur.
Dostum göründüğüm gibi değilim. Görünüş, sadece giydiğim bir elbisedir.
Kalbiniz gecelerin ve gündüzlerin sırrını sessizce bilir. Ancak kulaklarınız, kalbinizin bilgisini işitmek için deli olur.
Her insan iki insandır; biri karanlıkta uyanık, diğeri ise aydınlıkta uykudadır.
Yalnız açığa çıkan ışığı görebiliyorsan, Yalnız söylenen sesi duyabiliyorsan, Ne görebiliyorsun, Ne duyabiliyorsun
Eğer biri sana gülerse ona acıyabilirsin; ama sen ona gülersen kendini asla bağışlama.
Şiir bir düşüncenin ifadesi değildir. O, kanayan bir yaradan veya gülümseyen bir ağızdan yükselen bir şarkıdır.
Kulağa gelen müzik tekse de, onu oluşturan notalar farkIıdır.
İstendiği zaman vermek güzel bir davranış olabilir; fakat istenmeden, ihtiyacı hissederek vermek çok daha anlamlıdır.
İhtiyaç korkusu da, ihtiyaçtan başka bir şey değil midir.
Hazzınız, ıstırabınızın maskesiz halidir. Ve kahkahanızın yükseldiği ayni kuyu, sık sık gözyaşlarınızla dolar.
Arzu hayatın yarısıdır. Kayıtsızlıksa ölümün.
Bir elmanın yüreğinde gizlenen tohum görülmez bir elma bahçesidir. Ama bu tohum bir kayaya rast gelirse ondan hiçbir şey çıkmaz.
Anımsamak bir tür buluşmadır. Unutmak ise bir tür özgürlük.
Dostunuz sizin sevgi ektiğiniz, şükran biçtiğiniz tarladır. Dost size kendi fikrini anlatınca içinizden gelen hayır veya evet’i esirgemeyiniz. Dost susunca, kalbiniz onun kalbini dinlemeye devam etsin.
Esin daima şarkı söyler; asla açıklamaya çalışmaz.
İnsanın hakikati, sana gösterdiğinde değil, gösteremediğindedir. Bundan ötürü onu tanımak istersen dediklerine değil, demediklerine kulak ver.
Bir tür kavuşmadır hatırlayış, unutuş bir özgürlük.
Ve deliliğimde hem özgürlüğü hem güvenliği buldum; yalnızlığın özgürlüğü ve anlaşılmazlığın güvenliğini, bizi anlayanlar bizden bir şeyleri tutsak ederler çünkü.
Bugünün acısı, dünün hazzının anısıdır.
Suskunluğu gevezeden, hoşgörüyü hoşgörüsüzden ve kibarlığı kaba olandan öğrendim. Ne garip ki, tüm bu öğretmenlerime karşı oldukça nankörüm.
İnci, kum tanesinin etrafına ızdırabın ördüğü mabedidir.
Yoksa ne çiçek açan ne de meyve veren bir ağaç mı olsaydım; çünkü verimIi olabilmenin sancısı, kıraç olmaktan ağırdır ve eli açık zenginin çektiği acı dilencinin sefaletinden beterdir.
İnsanlık ezel ve ebed denizine dökülen ışıktan bir ırmak.
AnlayışIı olan beni anlayışIı, aptal olan ise aptal bulur. Bence ikisi de haklıdır.Evet, bir Nirvana var; o, koyunlarını yeşil bir otlağa yaymanda, çocuğunu uyutmanda ve şiirinin son dizesini yazmandadır.
Güzellik bütün bir hayatımız boyu aradığımız yitiğimizdir.
Bir adam bir düş gördü ve uyandığında yorumcuya giderek düşünü kendisi için yorumlamasını istedi. Yorumcu adama dedi ki, bana uyanıkken gördüğün düşlerle gel ki anlamlarını söyleyebileyim. Ama uykunun düşleri ne benim bilgeliğime aittir ne de senin imgelemine.
Siz konuştuğunuzda, düşüncelerinizle barış içinde olmayı terk edersiniz.
Evim der ki, “Beni bırakma, çünkü burada senin geçmişin yaşıyor.” Yolum der ki, “Gel ve beni izle, çünkü ben senin geleceğinim.” Ve ben hem eve, hem de yola derim ki, “Benim ne geçmişim, ne de geleceğim var. Eğer kalırsam, kalışımda bir ayrılış vardır; gidersem, ayrılışımda bir kalış.
Allah düşündü, ilk düşüncesi melekti. Allah konuştu, ilk konuşması insandı.
Doğa, hoş geldin diyen kollarıyla uzanır bize ve onun kadınsı güzelliğinden haz almaya çağırır bizi; ama biz onun sükunetinden ürker, kalabalık kentlere akın ederiz ve orada tıpkı vahşi bir kurdun önünden kaçışan koyunlar gibi birbirimizi sıkıştırarak yaşarız.