İ Harfi İle Başlayan Atasözleri Sözler ve Kısa Anlamlarını sayfamızda bulabilir ve whatsapp, facebook, twitter üzerinden sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.
İ Harfi İle Başlayan Atasözleri Sözler ve Kısa Anlamları
İbadet de gizli, kabahat de. : Yapılan iyilikler göstermelik olmamalı, işlenen suçlar, ayıplar açığa vurulmamalıdır.
İç güveyisi iç ağrısı. : İç güveyisi misafir gibidir, evdekiler sürekli olarak onu ağırlamaya çalışır ve bu durumdan da rahatsız olurlar.sozlersitesi.com
İçi beni yakar, dışı eli (seni) yakar. : Dış görünüşü ile başkalarının hoşuna giden bir şeyin veya durumun gerçekte kötü yönleri olabilir.
İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır. : Başkasına zararı dokunacak bir davranışı yapmadan önce iyi düşün, kendi kendini eleştir.
İhtiyarın düşkünü, beyaz giyer kış günü. : Daha önce iyi bir durumda olan kişi bu konumunu kaybettiğinde uygun olmayan, yersiz davranışlarda bulunur.
İki arslan bir posta sığmaz. : Bir ülkede iki baş egemen olamaz.
İki at bir kazığa bağlanmaz. : Ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kişi bir arada yaşayamaz, bir işi birlikte yapamazlar.
İki baş bir kazanda kaynamaz. : Ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kişi bir arada yaşayamaz, bir işi birlikte yapamazlar.
İki cambaz bir ipte oynamaz. : Kurnazlıkta eşit olan iki kimse birbirlerini aldatamaz.
İki çıplak bir hamama yakışır. : İki yoksul kimsenin birbiriyle evlenmesi uygundur.
İki deliye bir uslu koymuşlar. : Birbirleriyle anlaşamayan, kavga eden iki kişinin arasını bulacak bir akıllının olması gerekir.
İki dinle bir söyle. : Çok konuşmak doğru değildir.
İki el bir baş içindir. : Ancak kendi geçimini sağlayabilenler, başkalarına yardım edecek bir durumda değildir.
İki emini bir yemin aralar. : Birbirinin doğruluğuna güvenerek birlikte iş yapmakta olan iki kişiden biri, hile yapmadığına arkadaşını inandırmak için yemin ediyorsa artık güven bozulmuş demektir, ayrılmaları gerekir.
İki gönül bir olunca samanlık seyran olur. : Birbirini sevenler için zenginlik önemli değildir.
İki kaptan bir gemiyi batırır. : Bir işi iki kişi yürütemez.
İki kardeş savaşmış, ebleh buna inanmış. : İki kardeş arasındaki anlaşmazlık geçicidir, bu durumu gerçek ve sürekli sanmak saflıktır.
İki karılı evde toz diz boyu olur. : Bir işi iki kişi yürütemez.
İki kişi dinden olursa bir kişi candan olur. : İki kişi yalan yere yemin edip dinden çıkarak bir kimsenin cinayet işlediğine tanıklık ederlerse o kimse asılır.
İki kulak bir dil için. : Çok dinleyip az söylemeli.
İki ölç, bir biç. : Bir iş yaparken ayrıntıları ve sonuçları iyice düşünülmelidir.
İki serçeden börek olur. : İnsanların birbirlerine her zaman gereksinimleri olur.
İki testi tokuşunca biri elbet kırılır. : Kavgaya tutuşan iki kişiden biri elbette yenilir ve zarara uğrar.
İki tımar bir yem yerine geçer. : Atı sık sık tımar etmek, onu yemle beslemek kadar önemlidir.
İkisini bir kazana koysalar kaynamazlar. : Aralarındaki anlaşmazlık o kadar büyüktür ki onları uzlaştırma çaresi bulunamaz.
İlk vuran okçudur. : Amaca başkalarından önce ulaşan, işinin ehlidir ve kazançlı çıkar.
İmam evinden aş, ölü gözünden yaş çıkmaz. : Bir şey alınması imkânı olmayan yerden, bir şeyler vermesini beklemek boştur.
İmam osurursa, cemaat sıçar. : Yöneticilerin kötü bir iş yapmaları, onların buyruğundakilerin daha kötü bir iş yapmalarına yol açar.
İmece günü bulutlu, görmeyene ne mutlu. : Zamanın elverişli olup olmadığına bakmadan yardıma gelenleri bulunan iş sahibine ne mutlu.
İncir babadan, zeytin dededen. : Bağ, bir kuşak geçecek kadar yaşlandıktan sonra bol ürün verir, zeytinin bol ürün verebilmesi için en azından iki kuşaklık bir zaman geçmelidir.
İneğin sarısı, toprağın karası. : Çiftçiler arasında ineğin sarı, toprağın kara renkli olanı beğenilir.
İnek gibi süt vermeyen, öküz gibi kutan sürer. : Yorucu olmayan işlerde kendisinden yararlanılamayan kişi, ağır işlere koşulur.
İnsan (adam) kıymetini insan (adam) bilir. : Bir kimsenin, bir şeyin değerini ancak o konuda uzmanlığı olanlar bilir.
İnsan ayaktan, at tırnaktan kapar. : Birçok hastalık insana ayağını üşütmesi, ata da tırnağı yoluyla gelir.
İnsan beşer, kuldur şaşar. : Kişinin zaman zaman şaşırmasını, yanılmasını hoş görmek gerekir.
İnsan çeşit çeşit, yer damar damar. : Toprağın her kesimi ayrı ayrı nitelikler taşıdığı gibi insanlar da birbirlerinden farklı özelliklere sahiptirler.
İnsan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde. : İnsan doğduğu yeri değil geçimini sağladığı yeri yurt edinir.
İnsan gönlünün artığını söyler. : İnsanlar şaka yaparken içlerinden geçeni yansıtırlar.
İnsan göre göre, hayvan süre süre (alışır). : İnsanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar.
İnsan insanın şeytanıdır. : Uygunsuz arkadaş, insanı doğru yoldan saptırır, kötülüğe sürükler.
İnsan kendini beğenmezse çatlar (ölür). : Herkes kendini beğenir bu, kendi aklını beğenmesinin sonucudur.
İnsan kıymetini insan bilir. : Bir kimsenin ne kadar değerli olduğunu ancak o kimsenin değerini ölçebilecek nitelikteki insanlar anlar.
İnsan konuşa konuşa, hayvan koklaşa koklaşa. : İnsanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar.
İnsan sözünden (ikrarından), hayvan yularından tutulur. : sozlersitesi.com Yularından tutulan hayvan başka yöne sapamadığı gibi insan da söylediği sözün dışına çıkamaz.
İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur. : Kişinin çocukluğundaki huyları, özellikleri yaşlılığında da değişmez.
İnsan yükü (eti) ağırdır. : 1) hiç kimse başka bir kimseye yük olmamalıdır 2) yatalak insanı kaldırmak, yatırmak güçtür.
İnsanın (adamın) alacası içinde, hayvanın alacası dışındadır. : Hayvanların işe yarayıp yaramayacakları görünüşlerinden belli olur ancak insanların kötü huylu olup olmadıkları dışarıdan anlaşılamaz.
İnsanın adı çıkacağına canı çıksın. : İnsanın haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı ondan sonra yaptıkları hep o gözle değerlendirilir.
İnsanın eti yenmez, derisi giyilmez tatlı dilinden başka nesi var. : İnsan kendisini ancak tatlı diliyle sevdirebilir.
İnsanın kötüsü (fenası) olmaz meğer ki parası olmaya. : Toplum içinde herkesin bir değeri vardır ancak züğürtlere değer verilmez.
İnsanlık sen de kalsın. : 1) karşı taraf iyilik bilmese de sen yine iyilik et 2) bu işi nasıl olsa sana yaptıracaklar, bari kendiliğinden yap da onurunu koru.
İnsanoğlu çiğ süt emmiş. : İnsanlardan tam bir doğruluk beklenmez.
İp inceldiği yerden kopar. : Bir durum, en çürük yerinden patlak verir.
İp kırıldığı (koptuğu) yerden ulanır (bağlanır). : 1) iki kişi arasındaki kırgınlığın giderilmesi için kırgınlık sebebinin giderilmesi gerekir 2) bozulan bir iş nerede kalmışsa düzeltilmesine oradan başlanır.
İp koptuğu yerden bağlanır. : İki kişi arasındaki kırgınlığın giderilebilmesi için kırgınlık nedeninin ortadan kaldırılması gerekir.
İsa?yı küstürdü, muhammed?i memnun edemedi. : İyilik edeyim derken kimseyi memnun edemedi.
İsin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar. : Kişi kiminle arkadaşlık ederse ondan kendisine birtakım huylar geçer.
İslim arkadan gelsin. : Önce istenilen iş yapılsın, gereken şartlar sonradan yerine getirilsin.
İsmi lazım değil. : Adının anılması gerekmiyor.
İstediğini söyleyen istemediğini işitir. : Bir kimseye hakaret etmek, ağır sözler söylemek doğru değildir, o da ağır sözlerle karşılık verir.
İstemem diyenden korkmalı. : Bir şeyi istemem diyen, fırsat bulduğunda o şeyi elde etmek için aşırı hırs gösterir.
İstenmeyen aş, ya karın ağrıtır ya baş. : İstenmeyerek yapılan işlerden kötü sonuçlar ortaya çıkar.
İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara. : Birinden bir şey isteyen utanır ancak isteği yerine getirmeyen daha çok utanmalıdır.
İstim arkadan gelsin. : Önce istenilen iş yapılsın, gereken şartlar sonradan yerine getirilsin.
İş amana binince kavga uzamaz. : Kavga edenlerden biri aman dilerse çekişme sona erer.
İş anlatılıncaya kadar baş elden gider. : Kızışmış bir kavgada veya herhangi bir olayda meram anlatmaya fırsat kalmadan olacak olur.
İş bilenin kılıç kuşanın. : Her şey, onu gereği gibi kullanmasını bilene yakışır.
İş insanın aynasıdır. : Bir kimsenin nasıl bir kişi olduğu yaptığı işlerden anlaşılır.
İş olacağına varır. : Bir soruna aldırmamayı, ne yapılırsa yapılsın yine aynı sonuca ulaşılacağını anlatan bir söz.
İşemekle deniz pis olmaz. : Doğruluğuna, dürüstlüğüne herkesin inandığı bir kimse, aşağılık kimselerin atmak istedikleri çamurla kirletilemez.
İşin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol. : Tanıklık boş oturan kimselerin, kefillik ise parası çok olan kimselerin işidir.
İşine hor bakan boynuna torba takar. : İşini küçümseyen kişi istediği gibi para kazanamaz ve sonunda dilenci olur.
İşini kış tut da yaz çıkarsa bahtına. : Başladığın bir işte her zaman güçlüklerle karşılaşacağını varsay ki sonunda hayal kırıklığına uğramayasın, iyi sonuçlar aldığında sevinesin.
İşkilli büzük dingilder. : Gizli bir ayıbı olanlar herhangi bir sözden alınarak kendilerini ele verirler.
İşleyen demir pas tutmaz (ışıldar). : Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.
İştah dişin dibindedir. : Bir şey yemeyi istemeyen kimse, yiyecekten bir parça tattığında iştahının açıldığını görür.
İşten artmaz, dişten artar. : Biriktirme, çok çalışmakla kazanıp yemekle değil, kazandıklarımızın bir kısmını bir kenara ayırmakla olur.
İt ağzını kemik tutar. : Aşağılık bir kimsenin ağzını kapamak için ona bir çıkar sağlamak yeter.
İt değmekle (işemekle) deniz pis olmaz. : Doğruluğuna, dürüstlüğüne herkesin inandığı bir kimse, aşağılık kimselerin atmak istedikleri çamurla kirletilemez.
İt derisinden post olmaz. : Aşağılık kimse veya şey, yüce ve temiz bir amaca hizmet edemez.
İt ite (buyurur), it de kuyruğuna. : İşi yapmak istemeyen onu mutlaka başkasına ısmarlar.
İt iti ısırmaz. : Aynı düşüncede ve aynı yapıda olan insanlar birbirlerine zarar vermezler, birbirlerini korurlar.
İt iti suvatta bulur. : Aşağılık kişiler birbirlerini kendi gibilerinin toplandığı yerde bulurlar.
İt itin ayağına (kuyruğuna) basmaz. : Başkasına kötülük etmek konusunda aynı şeyi düşünenler birbirlerini incitmezler.
İt itle gezer. : Kötü biri ancak kendisi gibi kötü olan birisiyle arkadaş olur.
İt kağnı gölgesinde yürür de kendi gölgesi sanırmış. : Başkasının korumasıyla iş yapan akılsız kişi, desteklendiğini unutarak kendi gücüne inanır.
İt sürü, para kazan. : Ekmek parası kazanmak için it sürümek gibi bir iş tutmak bile ayıp değildir.
İt ulur, birbirini bulur. : Aşağılık bir kimse bir konu üzerinde sesini yükselttiğinde aynı amacı güdenler onun etrafında toplanırlar.
İt ürür, kervan yürür. : Gerçekleşmesi doğal olan işler engellenemez.
İti (köpeği) öldürene sürütürler. : Çığırından çıkmış olan bir işin düzeltilmesi, bu işe yol açan kimseye düşer.
İti an, taşı eline al (çomağı hazırla). : Saldırgan biriyle karşılaşmas olasılığı bulunan kimse kavgaya hazır olmalıdır.
İtin (köpeğin) duası kabul (makbul) olsa (-ydı) gökten kemik yağar (-dı). : Aşağılık kişinin istediği olsaydı dünya, yalnız kendisinin işine yarayan, başkalarını rahatsız eden şeylerle dolardı.
İtin ahmağı baklavadan pay umar. : Aptal kişi, eline geçme olasılığı bulunmayan sozlersitesi.com bir nimeti bekler.
İtin ölümü gelirse cami duvarına işer. : Herkesin üzerine titrediği, kutsal saydığı şeyi kötüleyen, bozan kimse mutlaka kötü bir sonuçla karşılaşır.
İtle çuvala girilmez. : Edepsiz ve saldırgan bir kimse ile bir konu üzerinde tartışmak ve kavgaya tutuşmak doğru değildir.
İtle dalaşmaktan çalıyı dolaşmak yeğdir. : Edepsiz kimse ile uğraşmamak için onun bulunduğu yerden uzaklaşmak gerekir.
İtle yatan bitle kalkar. : Değersiz, kötü kimselerle ilişki kuranlar kötü huylar edinirler.
İven kız ere varmaz, varsa da baht bulmaz. : Acele eden kız eşini iyi seçemeyeceği için mutlu olamaz.
İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder. : Babaya ün kazandıran da el içine çıkamayacak bir duruma düşüren de çocuklarının tutumlarıdır.
İyi gitmeyince kişinin işi, muhallebi yerken kırılır dişi. : İnsanın işi bir kez ters gitmeye görsün, en sıradan işlerinde bile tersliklerle karşılaşır.
İyi insan sözünün üstüne gelir. : Yokluğunda kendisinden söz edilen kimse, konuşmanın üzerine gelirse o iyi insandır, denilir.
İyi iş altı ayda çıkar. : Doğru dürüst yapılması istenen iş uzun zaman ister.
İyi nasihat verilir, iyi ad verilemez. : Bir kimse başkalarına iyi öğüt verebilir ama ün veremez, kişi ünü ancak kendisi kazanabilir.
İyi olacak hastanın, doktor ayağına gelir. : Tanrı kötü bir durumun iyiliğe dönmesini dilemişse bunu yapacak kimse işin üstüne gelir.
İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı. : İyiliğe karşı iyiliği herkes yapabilir, önemli olan kötülüğe karşı iyilik yapabilmektir.
İyiliğe iyilik olsaydı, koca öküze bıçak olmazdı. : Nasıl öküz, ömrü boyunca hizmet ederek sahibine kazanç sağladığı hâlde ihtiyarlayınca sahibi tarafından kesiliyorsa bu dünyada her zaman iyiliğe karşı iyilik görülmez.
İyiliğe ?nereye gidiyorsun? demişler, ?kötülüğe? demiş. : Birçok iyiliğin karşısında kötülük vardır.
İyilik eden iyilik bulur. : İyilik eden kimseye zamanı geldiğinde başkaları da iyilik ederler.
İyilik et denize at, balık bilmezse halik bilir. : Karşılık beklemeden iyilik yap.
İyilik et kele, övünsün ele. : Bir kişinin beğenilmeyen yönlerini düzelt, onu herkesin övüneceği duruma getir.
İyilik iki baştan olur. : Birbiriyle ilişkileri bulunan iki kişinin iyi geçinebilmeleri için yalnızca birinin iyi olması yetmez.