Mevlana’nın Hoşgörü İle İlgili Sözleri Bu sayfamızda sizlere Mevlana’nın hoşgörü ile ilgili sözlerini hazırlamaya çalıştık. Bu sayfamızda yer alan Mevlana’nın hoşgörü ile ilgili sözlerini facebook ve twitterdan paylaşabilirsiniz.
Mevlana’nın Hoşgörü Sözleri
Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok, nice elbiseler gördüm, içinde insan yok.
Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
İsa’nın eşeğinden şeker esirgenmez ama eşek yaratılışı bakımından otu beğenir.
Gel, gel, ne olursan ol yine gel, ister kâfir, ister Mecusi, ister puta tapan ol yine gel, bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir, yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel…
Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler?
Vazifesini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına ne mazaretin devası ne ilacın şifası deva getirmiş.
Pisler pisliklerini yapar ama sular da temizlemeye çalışır…
Her gün bir yerden bir yere göçmek ne iyi, her gün bir yere konmak ne güzel, bulanmadan, donmadan akmak ne hoş, dünle beraber gitti cancağızım, ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
Allah ile olduktan sonra ölüm de ömür de hoştur.
Hz Mevlana der: Beni benden alan gözlerin nerde, yurdumu saran çiçeklerin nerde, onca memleketler gezdim beni ahirete götüren yolun nerde? Hz. Mevlana söyler herkes onu dinler işte derler: Gözlerimizi açan çiçek burada.
Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana içinde inci vardır…
YeşiIlerden çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici fakat akıllardan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir.
Nasıl olur da deniz köpeğin ağzından pislenir nasıl olur da güneş sozlersitesi.com üfIemekle söner?
Dikenden gül bitiren kışı da bahar haline döndürür serviyi hür bir halde yücelten kederi de sevinç haline sokabilir…
Yoldaki bir tepecik seni bunaltmış oysa önünde yüzlerce dağ var…
Ey altın sırmalarla süslü elbiseler giymeye kemer takmaya alışmış kişi sonunda sana da dikişsiz elbiseyi giydirecekler…
Irmak suyunu tümden içmenin imkânı yok ama susuzluğu giderecek kadar içmemenin de imkânı yok.
Oruç tutmak güçtür çetindir ama Allah’ın kulu kendisinden uzaklaştırmasından bir derde uğratmasından daha iyidir.
İnsan gözdür görüştür gerisi ettir. İnsanın gözü neyi görüyorsa değeri o kadardır…
Ayın geceye sabretmesi onu apaydın eder, gülün dikene sabretmesi güle güzel bir koku verir, arslanın sabredip pislik içinde beklemesi onu deve yavrusu ile doyurur…
Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor gama binlerce defa aferin…
Nefsin üzüm ve hurma gibi tatlı şeylerin sarhoşu oldukça ruhunun üzüm salkımını görebilir misin ki?
Testi taştan korkar ama o taş çeşme oldu mu testiler her an ona gelmeye can atar…
Göz olgunlaştı mı temeli özü görür ama kişi şaşı oldu mu parça buçuğu görür ancak…
Taş taşlıktan çıkıp yok olmadıkça mücevher olup yüzüğe takılır mı hiç?
Padişahın adamlarından biri zindanın burcunu yıksa zindancının gönlü bu yüzden kırılır mı hiç?
Çayırlıktan çimenlikten esip gelen yel külhandan gelen yelden ayırt edilir.
Gerçek kokusuyla ahmağı kandıran yalan sözün kokusu miskle sarımsak kokusu gibi söz söyleyenin soluğundan anlaşılır.
Yemekle dolu karın şeytanın pazarıdır.
Hoş güzel ömür yakınlık aleminde can beslemektir kuzgunun ömrü ise fışkı yemeye yarar.