Şeyh Bedreddin Sözleri Bu sayfamızda sizler için en anlamlı Şeyh Bedreddin sözlerini hazırladık. Bu sayfada yer alan Şeyh Bedreddin in özlü sözlerini facebook ve twitterdan paylaşabilirsiniz. Sayfamız hakkındaki görüşlerinizi bize yorum bölümümüzden yazabilirsiniz.
Şeyh Bedreddin Sözleri
OğuI, insanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler.
Unutma ki! Yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Haklı olduğunda mücadeleden korkma. Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.
Üç kişiye acı; cahiller arasındaki âIime, zenginken fakir düşene, hatırlı iken itibarını kaybedene.
Ölmezden önce ölmek, dünyanın zevklerinden ve hayvani hırs ve sozlersitesi.com şehvetlerinden sakınmaktır. Onu yapabilen insan, şüphesiz ki; hakiki varlık ile birleşir. Ve sonsuz hayat ile diri olur.
Gerçek iktidar, insanlar üzerinde değil, yürekler üzerinde kurulur.
Hakikat bize insanları varlıklarına, dinlerine, dillerine göre ayırmamızı değil, birleştirmemizi buyurur.
Yârin yanağından gayri her şeyde, her yerde, hep beraber!
Tarih, gelecek için kavga verip, yitmiş bile olsa, insanlık için vuruşanları hiç unutmaz.
Açık sözlü ol. Her sözü üstüne alma. Gördün söyleme, bildin bilme.
Ananı, atanı say, bereket büyüklerle beraberdir. Bu dünyada inancını kaybedersen yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.
Sevildiğin yere sık gidip gelme, kalkar muhabbettin itibar olmaz.
Ay ve güneş herkesin lambasıdır, hava herkesin havasıdır, su herkesin suyudur. Ekmek neden herkesin ekmeği değildir?
Öfken ve nefsin bir olup, aklını yener. Daima sabırlı, sozlersitesi.com sebatIı ve iradene sahip olasın.
İnsanlar eylemleriyle, düşünce ve fikirleriyle güzeli ve iyiyi bulabildikleri oranda Hak’la kavuşmuşlardır.
Hayatı ve dünyayı kendi küçük dünyaları ile sınırlı tutanlar bizi anlamazlar.
Avun oğlum avun. Güçlüsün kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın. Ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen sabah rüzgârında savrulur gidersin.
Bütün namazlar ve niyazlar ahIâkın düzeltilmesi için iç yüzün arınlanması için birer vasıtadan ibarettir.
Kötü ve çirkin işlerle uğraşan insanlar Hak’tan uzaklaşmışlardır. Cehennem işte budur. Cennetle cehennemi başka yerde aramak saçmalıktır.
Beni kara toprakta değil, hakikati anlamış insanların yüreklerinde arayın! Ben de halimce Bedreddin em.
Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizemler, bilinmeyenler, görülmeyenler, ancak; senin fazilet ve erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır.
Beni kara toprakta değil, hakikati anlamış insanların yüreklerinde arayın! Ben de halimce bedreddinem.
İnsanlar dünyanın bin bir türlü çekici ve aldatıcı zevkinden, çeşit çeşit yakıcı hırslarından ayrılmadıkları için buna gönül vermezler.
Hakiki ibadetin hiç bir vakit kayıt ve şartı yoktur. Hangi tarzda yapılırsa yapılsın, tanrının dileğine uygun olur.
İbadetin temeli maksudun hak olmasıdır. Bir cemaatte bu temel bulunmayınca yaptıkları ibadetler de kaybolur. Yalnız kötü toplantılar kalır. Fenalık üzerinde toplananlardan sen hemen uzaklaş.
İnsanlar Müslümanlıktan önce somut bir puta taparlardı, çağımızda ise hayali bir puta tapıyorlar. Belki bir gün hak kendisini gösterir de hak olarak ona taparlar.
İnsanlar birbirlerine yahut haksız mala, meşru olmayan paraya veya rütbe ve mevkilere yiyecek ve içeceklere ibadet ediyorlar da, Allah’a ibadet ediyoruz sanında bulunuyorlar.
Başka halklar üzerinde baskı uygulamak, özünde kendi halkı üzerindeki baskıyı gizlemeye ve unutturmaya yöneliktir.
Gerçek tasavvufçu, hiç bir insan gözünün görmediği, kulağının işitmediği, gönlünün sezmediği şeyhleri bilir. Onları halka, kafalarının alabileceği şekilde anlatır. Ama asIını içinde gizler. Eğer halk bunu öğrenirse, kendisini öldürür.
Kişilerin elde ettikleri olgunlukların tatları, huriler, köşkler ve cennetlere benzetilmiştir. Bunlara verilen adlar takma adlardır. Çünkü eksik, cahil ve kıt akılları bulunan kişilere gerçek bu vesile ile anlatılabilir.
Tanrı dünyayı yarattı ve insanlara verdi. Demek ki; dünyanın toprağı ve bu toprağın bütün ürünleri insanların ortak malıdır. Ben senin evinde kendi evim gibi oturabilmeliyim, sen benim eşyamı kendi eşyan gibi kullanabilmelisin. Çünkü bütün bunlar hepimiz içindir ve hepimizin malıdır.
İbadet etmekten amaç; ezeli ve büyük varlığa gönüllerin yönelmesi ve kapılmasıdır. Yoksa dünya umuruna dalmış bir kalp ile bin sene namaz kılmış, oruç tutmuş olsan, bundan dolayı hiç bir sevap ve mükâfat kazanamazsın.