Bülent Ecevit Sözleri

Bülent Ecevit Sözleri sayfamızdan ulaşabilir facebook twitter, whatsapp üzerinden sevdiklerinizle ücretsiz bir şekilde paylaşabilirsiniz..

Bülent Ecevit Sözleri

Bizim iki gücümüz var: Hak ve Halk

Eşitlik her zaman adil değildir.

Aslında sorun, CHP’yi eski yörüngesine veya yeni yörüngesine oturtma sorunun da ötesindedir. Hatta sorun ‘ya ben, ya Bülent’ sorununun da ötesindedir. Tekrar söylüyorum, asıl öncelikle ölçülmesi gereken şudur: CHP’de buyruk mu işleyecek, hukuk mu işleyecektir? Buna karar vereceğiz. (…) Daha açık söylüyorum, vereceğiniz karar şudur: Demokratik bir partinin kanunlara saygılı özgür üyeleri mi olacağız, kapıkulları mı olacağız? Karar sizindir.

(1972 de İnönü’yü deviren konuşma.)

Onlar ortak, biz pazar olacağız. (Ortak Pazar: Avrupa Birliği).

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Türkiye’de hanımların giyim kuşamına, başörtüsüne özel yaşamlarında hiç kimse karışmıyor. Ancak, burası hiç kimsenin özel yaşam mekanı değildir. Burası, devletin en yüce kurumudur. Burada görev yapanlar, devletin kurallarına, geleneklerine uymak zorundadırlar. (Keskin bir ses tonuyla) Burası, devlete meydan okunacak yer değildir! Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz!

(Başörtüsü ile meclise gelen milletvekili Merve Kavakçı hakkında TBMM’de sözleri.)

Koğuş sistemi, cezaevlerinin terör eğitim merkezi haline gelmesini kolaylaştırmış oldu.

Ben sadece görevimi yaptım. Görevimizi yaptığımız için övünemeyiz.

Dinci akımların çaresi laiklik ve demokrasidir. Türkiye de buna öncülük eden bir devlettir.

Değerli basın mensupları, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kıbrıs’a indirme ve çıkarma harekâtı başlamış bulunuyor.

Allah milletimize, bütün Kıbrıslılara ve insanlığa hayırlı etsin. Bu şekilde insanlığa ve barışa büyük hizmette bulunmuş olacağımıza inanıyoruz. Öyle umarım ki kuvvetlerimize ateş açılmaz ve kanlı bir çatışma olmaz.

Biz aslında savaş için değil, barış için, yalnız Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için Adaya gidiyoruz. Bu karara ancak tüm politik ve diplomatik yolları denedikten sonra mecbur kalarak verdik. Bütün dost ülkelere, bu arada son zamanlarda yakın istişarede bulunduğumuz dost ve müttefiklerimiz

Birleşik Amerika’ya ve İngiltere’ye, meselelerin müdahalesiz ve diplomatik yollardan halledilebilmesi için gösterdikleri iyi niyetli çabalar için şükranlarımı belirtmeyi borç bilirim. Eğer bu çabalar sonuç vermediyse elbette sorumlusu bu iyi niyetli gayretleri gösteren devletler değildir. Tekrar bu hareketin insanlığa milletimize ve tüm Kıbrıslılara hayrılı olmasını dilerim.”

(20 Temmuz 1974 – Kıbrıs Barış Harekatı’nın başladığını bildiren konuşması.)

Toprak işleyenin, su kullananın.

Laiklik ilkesi cumhuriyetin aşil topuğudur.

Yalnız Türklere değil, Rumlara da barış getireceğiz.

Demokrasilerde sadece ordu ve yargı mensupları tribünlerde oturur. Geri kalan tüm toplum kesimleri sahada olur. Ancak bir süre sonra tribündekiler oyundan sıkılır ve kendi takımlarına dahi tepki göstermeye başlayabilirler. Eğer sahada olması gerekenler, örneğin işçiler, tribünde oturmaya devam eder ve sahaya inmezseniz, korkarım biri çıkar, düdüğü çalar, ‘Oyun bitti, herkes evine’ der.

(1980 – İşçileri eylem yapmaya davet eden ünlü demeci.)

Bugünkü yönetimi içime sindiremiyorum.

(Askeri rejim için.)

Vurun, beni de vurun kalleşler.

(1980, Ülkücüler tarafından öldürülen parti il başkanı M. Zeki Tekiner’in cenazesi, Nevşehir.)

Kumar borcu olmayan 11 milletvekili arıyorum.

(1977)

Ekonomide ve devlet yapısında bir enkaz devraldık. Çetin bir dönem geçireceğiz. Barışı getirmeye kararlıyız.

(10 Ocak 1978 tarihli basın toplantısından.)

Hükümet derhal çekilmelidir. Laik demokratik cumhuriyete karşı Ankara’da göz göre göre işlenen korkunç cinayetten başbakan da sorumludur ve başında bulunduğu hükümet de sorumludur. Bu hükümet artık görevde kalamaz. Halkın yüzüne bakamaz.

(Mayıs 2006 – Kanlı Danıştay baskını üzerine. Aynı zamanda Ecevit’in son demecidir.)

Biz Demireller’den, Türkeşler’den milliyetçilik dersi almayız. Sevgili kardeşlerim! Biz milliyetçiliği sokak duvarlarına değil, Kıbrıs’ın topraklarına, Ege’nin deniz yataklarına yazmışız. Biz milliyetçiliği Batı Anadolu’nun haşhaş tarlasına yazmışız.[1]

”Vahdettin hain değildi.”

”Aydının sağı solu olmaz.”

”Eşitlik her zaman adil değildir.”

”Onlar ortak, biz pazar olacağız.”

”Bizim iki gücümüz var. Hak ve Halk.”

”Vurun, beni de vurun kalleşler.”

”Toprak işleyenin su kullananın.”

”Laiklik ilkesi Cumhuriyet’in aşil topuğudur.”

”Kumar borcu olmayan 11 milletvekili arıyorum.”

”Yalnız Türklere değil, Rumlara da barış getireceğiz.”

”Erken seçim olmasaydı, 2084′ e kadar iktidarda kalacaktık.”

”Yeraltı kömür işçisinin işi, her gün canlı mezara inmek gibidir…”

”Ben sadece görevimi yaptım. Görevimizi yaptığımız için övünemeyiz.”

”Koğuş sistemi, cezaevlerinin terör eğitim merkezi haline gelmesini kolaylaştırmış oldu.”

”Dinci akımların çaresi laiklik ve demokrasidir. Türkiye de buna öncülük eden bir devlettir.”

”Eğer tribünden sahaya inmezseniz, korkarım biri çıkar, düdüğü çalar, ‘oyun bitti, herkes evine’ der.”

”Eğer içimizden gelen engelleri aşabilirsek dıştan gelen her engeli etkisiz bırakabilecek güce sahibiz.”

”Liberalizm, devletçilik, plan, kalkınma hızı, maliyet… Bütün bunlar, yeryüzünde yüzlerce metre derinde anlamını yitirir.”

”Sayın yargıç, yaşayabilmek için kendimi özgür bir ülkede farz etmek zorundayım. Umarım ki, fazla yanılıyor olmayayım.”

”Köylü savaşta en önde giderek nasıl memleketi kurtardıysa, barışta da en önde gidip gerçek kalkınmayı sağlayacaktır.”

”Türkiye’de demokrasiye zararın halktan değil, toplumun okumuş yazmış üst tabakalarının bazı kesimlerinden geldiği nedense bilmezden geliniyor.”

”Biz milliyetçiliği Ege’nin serin ve derin sularına, Afyon’un haşhaş tarlalarına ve Kıbrıs’ın Beşparmak Dağlarına yazdık..Değil ayakların senin hayallerin bile oralara ulaşamaz..”

”Amerikan Konsolosu Türkiye’deki ara seçimlerle ilgili görüşlerini açıklıyor, ‘Anap kazanır’ diyor suç olmuyor, ben bir partinin toplantısında konuşuyorum, suç oluyor. Bu nasıl demokrasi? Dudaklarım var oldukça konuşacağım.”

”Türkiye’de demokrasiye zararın halktan değil, toplumun okumuş-yazmış üst tabakalarının bazı kesimlerinden geldiği nedense bilmezden geliniyor.”

”Hükümet derhal çekilmelidir. Laik demokratik cumhuriyete karşı Ankara’da göz göre göre işlenen korkunç cinayetten başbakan da sorumludur ve başında bulunduğu hükümet de sorumludur. Bu hükümet artık görevde kalamaz. Halkın yüzüne bakamaz.”

”Eğitim düzeyi bizden çok daha düşük olan Hindistan’da demokrasi uygulanıyor. Kuzey Kutbu’ndaki Grönland Eskimoları, Danimarka’daki demokrasinin tıpkısını başarı ile uyguluyorlar. Böyle bir dünyada Türkiye’nin başında bulunanlardan toplumun üst tabakalarında olanlardan bazılarının kendi halkımızı tam demokrasiye layık görmemeleri çok acı.”

”Demokrasilerde sadece ordu ve yargı mensupları tribünlerde oturur. Geri kalan tüm toplum kesimleri sahada olur. Ancak bir süre sonra tribündekiler oyundan sıkılır ve kendi takımlarına dahi tepki göstermeye başlayabilirler. Eğer sahada olması gerekenler, örneğin işçiler, tribünde oturmaya devam eder ve sahaya inmezseniz, korkarım biri çıkar, düdüğü çalar, ‘Oyun bitti, herkes evine’ der.”


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir