Duygulu Mesajlar Bu sayfamızda sizler için duygusal mesajlar hazırladık. Bu sayfada yer alan duygulandıran bu güzel mesajları sevdiklerinizle facebook ya da twitterdan paylaşabilirsiniz.

Duygulu Mesajlar

Keşkelerim var belki ama üzmedim kimseyi.

Öyle yoruluyorum ki bazen hayattan. Kapayınca gözlerimi, bir daha açasım gelmiyor inan!

Sevmek zor iş, ne maaşı var ne sigortası, bir ayrılığı var bir de gözyaşı.

Aldırma söylenenlere varsın görenler seni ot sansın, sen gül ol da uğruna ötmeyen bülbül utansın.

Ben renklerin en siyahını hak ettim mi. O kadar beyaz severken seni.

Ah be sevgili! Slow müzik tadındaydı beraberliğimiz, gidişin remix’li oldu; kop’tun gidiyorsun.

Seni seviyorum duvar yazısı değil alın yazısıdır herkese söylenmez.

Ya sevmelisin adam gibi rol yapmadan, ya da gitmelisin bu şehir bir intihara sahne olmadan.

Başıma bela olduğun günden beri hep söylerim, Allah belamı versin!

Mehtaplar kadar serin, denizler kadar derin, senin en güzel yerin, bana bakan gözlerin.

Sefaletimin nedeni yok’sulluk değil, yoksun’luk.

Özledim gözlerini, beş dakika uyan az. Çok değil, gözlerinin kabesinde bir namaz.

Düşünsene bir gün beni soruyorsun, aldığın cevap başın sağolsun.

Sen aslında gitmedin öyle değil mi? Eskisi gibiyiz hala, hala çocuklar gibi; her şey şakacıktan.

İsyan sende başlardı, cezasını çekmek bana kalırdı.

Yalnızlık, zannetmeyin ki kimsesiz olmaktır. Asıl yalnızlık kimsen var iken kimsesiz kalmaktır.

Hayatım desen ömrüm uzardı, şimdi dilime adın değse midem bulanıyor.

Aşık gibi sevmezsen kardeş gibi sev beni demiştim; sen de öyle sevdin. Bu aşkın Habil’i ben oldum Kabil’i sen!

Öyle sevdim ki seni kime anlattıysam yerinde olmak istedi.

Aynada gördüğüm yüzün, dudağı gam, gözleri hüzün. Ben geceye hapsolmuşum, adı var kendi yok gündüzün.

Benden seni seviyorum dememi bekleme sevgili. Bizde zikir sessiz çekilir.

Kursak diye bir yer var. Heveslerim, hayallerim, sevdiklerim, dostluklarım. Hepsi orada.

Bazen insan öyle özlenir ki özlenen bile yokluğundan utanır.

Aynı dili konuşanlar değil; aynı duyguyu paylaşanlar anlaşılabilir. Mevlana

Ülkenin farklı şehirleriydik. Ben sürgün yeri, sen başkent…

Bakmayın öyle tabii ki de ağlamıyorum, giden sevgilinin ardından su döküyorum.

Duygular asla kendi eceli ile ölmez, mutlaka bir katili vardır.

Şimdi kelebeğin kanatlarında yazılı adın, dokunsan silinecek; dokunmasan ölecek.

Bugüne kadar hiç akıllıca bir şey yapmadım, seni bile deli gibi sevdim.

Susmak yorucu bir lisan. Ama taştan soğuk gözlerine anlam yüklemeye gücüm kalmadı artık.

Beynimde cevabı ölüm olan bir soru; aşk yalan ise, yüreğimdeki acı niye gerçek?

Benim sevgim kocaman bir okyanus olsa ne fayda. Sen yüzmeyi değil üzmeyi bildikten sonra.

Sen içinden de olsa seni seviyorum de, fazlasında gözüm yok. Kulaklarım çınlasın yeter.

Mutlu olmanı istesem de, bir başkasının senin içini ısıtacağını bilmek. Benim hep içimi üşütücek.

İnsanın kalbi engelli olmasın. Zira bizi insan yapan kolumuz, bacağımız değil kalbimizdir.

Boğazıma takıldı sevdan. 3 kere sırtıma vur helal de; Alışık değilim harama, ondan olacak herhalde.

Çok gördük dışı doublex, içi bodrum katı aşkları. Ben müstakil yalnızlığımla mutluyum.

Eş olan, aşka eştir. “Eş” değer, nefesten ötedir. Ötemde özüm var, özüm nefesin ötesinden ötedir.

Sığmadın içime sevgili, bu yürek, bu şehir ve özünü bulduğun şu garip sevda sana dar geldi.

Unutmak gerekiyormuş unutulma pahasına, zaman değilmiş sozlersitesi.com gideni getiren, aslında zamanmış var olanı götüren.

Ey gönül! Şimdi sorarım sana, hangi aşk daha büyüktür? Anlatılarak dile düşen mi? Anlatılmayıp yürek deşen mi?

Ben özgürlüğüne düşkün bir insanım ama kapatırsan beni sol göğsünün kafesine, sesimi bile çıkarmayacağım.

Seçtiğin yolda sana mutluluklar diliyorum. Unutmak alışmaktır. Unutursun demiyorum. Ama alışacaksın biliyorum.

Ateşim sen ol yanması benden, kaderim sen ol çekmesi benden, kurşunum sen ol sıkması benden, Azrailim sen ol ölmesi benden.

Senin, çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara bere içinde olsun dizlerim, yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.

Aslında suçum yok inanın bana hakim bey, bende yakmak istemezdim bu şehri, ama ne yapayım, üşümüşse sevdiğimin elleri.

Bir gün bir köşede sızıp kalırsam, el tanımasa da sen tanır mısın? Sorsalar sana kim bu diye, bakıp yaptığından utanır mısın?

Hayatın matematiğinin farklı olduğu hep sonradan anlaşılıyor. Ve anlıyor ki insan; değer vermek yalnızca matematikte işe yarıyor.

Kuşlara benzer kelimeler, odana dolarlar bir akşam. Nereden gelirler bilinmez. Kâh çığlık çığlığadırlar, kâh sesleri işitilmez.

Nedir bilemiyorum; sana bakınca kendimi görüyorum, sana gelirken kendimden gidiyorum ve senden giderken kendime gelemiyorum.

Sana öyle bir yar olurum ki, bana bin defa aşık olursun. Senden öyle bir ayrılırım ki kendini bin defa gömülmüş bulursun.

Kirli bir çocuk yüzüyüm kapında; ama dünyanın en temiz gözleriyle bakıyorum sana. Şeker değil istediğim, yüreğini koy avuçlarıma.

İnsan gerçekten tamamen unutamıyor eskiyi. Mutlaka taşıyorsun yanında ona dair bir şeyi. Aklında adını, kıçında yediğin tekmeyi!

Benden su katılmamış şiirler istiyorsun. Kalem mi yazıyor sandın? Ben harfleri denizlerden söküp tek tek, gözlerimden süzüyorum. Göremiyorsun.

Aşktı o. Değiştiren tüm gecelerimi. Aşktı o. Beni durup yenileyen. Oydu. Duygulu yapan hoyrat ellerimi… Oydu. Doludizgin gidişime dur diyen.

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir