B Harfi İle Başlayan Atasözleri ve Kısa Anlamlarını sayfamızda bulabilir ve dostlarınızla facebook, twtter, instagram üzerinden ücretsiz bir şekilde paylaşabilirsiniz.
Baba (evlat, oğul) ekmeği zindan ekmeği, koca (er) ekmeği meydan ekmeği. : Bir kadın için babasının veya çocuğunun evinde barınıp onların eline bakmak çok kötü bir durumdur onun gönül ferahlığı ile yaşayacağı yer, kocasının evi, serbestçe harcayacağı para kocasının parasıdır.
Baba himmet, oğul hizmet. : Büyüklerin, kendilerine el uzatıp yardım etmelerini istemeye hak kazanabilmek için küçüklerin görevlerini iyi yapmaları gerekir.
Baba kırk oğul beslemiş, kırk oğul bir babayı beslememiş. : Baba kaç çocuğu olursa olsun, hiçbir ayrım yapmadan hepsine bakar, onları büyütür çocukları ise yoksul ve yaşlı durumdaki babalarının bakımını ?sen bak, o baksın? gibi gerekçelerle bir türlü sağlayamazlar.
Baba koruk (erik) yer, oğlunun dişi kamaşır. : Babanın yaptığı kötü işin sıkıntısını çocuğu çeker.
Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana. : Kendini bilen, yaşama sorumluluğu duyan akıllı evladın gerçek malı, kendisinin kazandığı maldır.
Baba oğluna bir bağ bağışlamış oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş. : Babalar çocukları için büyük fedakârlıklara katlanırlar ancak çocuklar babaları için fedakârlıkta bulunmazlar.
Baba vergisi görümlük, koca vergisi doyumluk. : Bir babanın kızı için harcadığı para, hazırladığı çeyiz göstermelik olmaktan ileri gidemez, kızın yaşam boyu süren giderlerini kocası üzerine almıştır.
Babamın adı hıdır, elimden gelen budur. : Gücüm ancak bu kadarını yapmaya yeter.
Babanın sanatı oğla mirastır. : Bir evlat babasının sanatını onun ölümünden sonra sürdürür.
Babasından mal kalan, merteği içinden bitmiş sanır. : Miras yoluyla mal edinen kimse, onun için ne denli çabalar gösterilip sıkıntı çekildiğini bilemez.
Babayla oğlanın pabucu bir olunca evde kavga eksik olmaz. : Ortaklaşa kullanılan bir mal, kimi zaman baba ile oğlu arasında bile kavgaya neden olur.
Baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar. : Yaradılıştan iyi ve doğru olan kimse, ne denli elverişsiz ortam içinde bulunursa bulunsun niteliğini yitirmez.
Bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var. : Yaşı küçük ancak herkesten farklı alışkanlıklar, huylar edinmiş.
Bağ babadan, zeytin dededen kalmalı. : Bağ, bir kuşak geçecek kadar yaşlandıktan sonra bol ürün verir, zeytinin bol ürün verebilmesi için en azından iki kuşaklık bir zaman geçmelidir.
Bağ bayırda, tarla çayırda. : Her şey kendisi için en elverişli ortamda gelişir, verimli duruma gelir.
Bağa bak, üzüm olsun, yemeye yüzün olsun. : Kişi, karşılık beklediği işten istediğini alabilmek için gereken harcamaları yapmalıdır.
Bağı ağlayanın yüzü güler. : Bir işe gereken özen gösterildiğinde olumlu sonuçlar alınır.
Bağın taşlısı, karının saçlısı. : Kadının saçlı olanı ile tarlanın taşlı olanı makbuldür.
Bahşiş (beleş) atın dişine (yaşına) bakılmaz. : Para verilmeden sağlanan bir şeyin ufak tefek kusurları hoş görülmelidir.
Baht (akıl) olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta. : Kişi talihsiz olursa giriştiği hiçbir işten olumlu sonuç alamaz.
Bahtsızın bağına yağmur, ya taş yağar ya dolu. : Talihsizin işleri ters gider, bağına yağmur yerine taş veya dolu yağar.
Bakan göze bağ (yasak) olmaz. : Herkesin gözü önündeki şeye bakılması önlenemez.
Bakan yemez, kapan yer. : Bir şey yalnızca bakmakla elde edilemez, onu ele geçirmek için davranmak gerekir.
Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ (olur). : Bakılıp onarılan şeylerden yararlanılır, bakımsız bırakılanlardan bir yarar elde edilemez.
Bakmakla usta olunsa (öğrense), köpekler (kediler) kasap olurdu (kasaplığı öğrenirdi). : Yapılmadan yalnızca nasıl yapıldığı görülerek hiçbir şey öğrenilemez.