Vedat Türkali Sözleri

Vedat Türkali Sözleri 13 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’da dünyaya gelen Vedat Türkali şair, yazar ve senaristtir. Sayfamızda Vedat Türkali sözleri ve alıntıları yer almaktadır. Sayfamızda yer alan sözleri sosyal medya hesabınızdan yayımlayabilir, mesaj sozlersitesi.com yoluyla sevdiklerinize ulaştırabilirsiniz. Sayfamıza katkıda bulunmak için beğendiğiniz Vedat Türkali sözlerini yorum bölümünden bize ulaştırarak yayımlanmasını sağlayabilirsiniz.

”İyice anlamıştı tüm sorunları tek başına çözmeye yazgılı olduğunu…”

”Tarihi. hakikatler gizli kalmaz…”

”Hep hüsran, hep hüsran… Hiç mutlu son göremeyecek miyiz?”

”İnsana güvenilmeden düşte bile yola çıkılmıyor!”

”İnsana güvenmeden düşte bile yola çıkılmıyor!”

”En güzel dünya çocuklarla delilerin dünyası! Kural kaygısından arınmadıkça ortada olanı yineler durursun.”

”Düşündüğünü söylemekten korkmaya başladı mı kişi, düşünmekten de korkmaya başlar..!”

”Tek bir günün sırası gelsin diye yaşam boyu bekliyoruz.”

”Çıraydım, tutuşturdun beni, ağulu bir solukta üfleyip söndürdün şimdi de; kara kara tütüyorum.

”Ne acılar bekliyor daha pusuda mutluluk umuduyla yaşayan zavallı insanları.”

”Seçimde de yaptılar puştluklarını! Helal olsun! Bizde bu hıyarlık varken, çok oyunlar oynarsınız daha.

”Yeryüzünde yalnız olmadığını bilmek, yok edilmeyen paylaşma güdüsüyle yakınlık duyduklarımıza çağrı çıkarmaktır roman yazmak.”

”Gününde korkmasını bilmeyen,sonunda rezil olur!Bu yalancı tanıklar dünyasında rezil olmayı göze alamam!”

”En güzel dünya çocuklarla delilerin dünyası! Kural kaygısından arınmadıkça ortada olanı yineler durarsın.”

”Biriyle konuşup bölüşmedin mi, en güzel anılar boynu bükük öksüz çocuklar gibi kalıyor.”

”Zaten her kötülüğün başı bilmektir derdi bizim rahmetli peder…Uyarmaya gelmez uyuyanı…”

”Ah açıkgöz körler; dünyaya ferman okutmaya kalkarsınız!”

”Böyleydi; içinde bir ağırlık duydu mu kendi adına kızardı en çok. Ne güzel adlar var dünyada.”

”İnsan alçaklığının sınırı yok demiş Einstein; Ehrenburg’un anılarında mı okumuştu ne? Yüceliğinin sınırı var mıydı ki?”

”Yüreksiz devrimci kanatsız kuş gibi; uçamaz bir türlü! Uçanı da vururlar bu ülkede.

”Sadece okumaya yarıyorsa kitaptan iyi afyon yok!”

”İnsan içinde bulunduğu ortama göre insandır. Koşullar bu! Ne yapalım… Seviyorum seni.”

”Ağlayıp zırlayan bir çocuğa isteklerinden vazgeçsin diye verilen bir elma şekeri kadar suçsuzsun.”

”Ne acılar bekliyor daha pusuda, mutluluk umuduyla yaşayan zavallı insanları.”

”Öldürenlerden olacaksın yalnız; ölenler her şeyi yitiriyor.”

”Soğuğa nerelisin demişler, aslen Erzurumluyum ya Sivas’ta eğlenirim demiş.”

”Ne suçun var senin?… Ağlayıp zırlayan bir çocuğa isteklerinden vazgeçsin diye verilen bir elma şekeri kadar suçsuzsun.”

”Nereden nasıl geleceğini bilmeden gelecek dehşetli güzel günlere inanıyordu.”

”Bize yaşamayı hayat geçtikten sonra öğretiyorlar…”

”Yeniğim. yenemediğim sürece yenik olacağım hep. Nasıl yenerim? yenildiğini bilmeyen kişiyi yenemezsin.”

”İçerde birkaç kez düşlemişti burda oturup içmeyi. Ne ilk yudum, ne sonrakiler, düşlediği tadı veriyordu.

”Bazen öyle diplomalı insanlar görüyorum ki, içimden ”bu kadar cehalet ancak eğitimle mümkündür.” diyesim geliyor.”

”Demek iş gözlerde. Apaçık baktılar mı, hele bir şey soruyormuş gibi baktılar mı tamam… sozlersitesi.com O zaman arkasını dönse de bakar, öteki odaya gitse yine bakar.”

”Taşları sürekli dönen bir değirmendir kafa dediğin, arasına bir şey koymazsan, kendi kendini öğütür, bitirir.”

”Böyle mi bakardı bu! Dupduruydu bu mavilik. Şu acı dolu gülümseme çabasının gizledikleriyle nasıl yapayalnız bırakıverdi beni! Nasıl dayanırım ben buna? Bir gün dayanmasını öğreneceğim diye korkuyorum Nedret’çiğim. Ne yaparım o gün ben? Niye bu kadar seviyorum bu kadını?”

”Düşman üstüne yürüyen biriyle mutluluğu bölüşmek istedim, dedi. Yüreğimin bir parçasını, bilinçsiz de olsa, o düşman için ele geçirenlerle değil. Dürüst bencillik değil mi bu?.. Başkaldıran bir bencillik… Kahpe bencilliğe başkaldıran… Tatmayan bilmez bu acıyı…”

”Bir yere ulaşmanın çeşitli yolları var; onursuzunu seçmek de yürek işidir. Kafasına yükselmeyi koymuşsa etini de sunar, beynini de. Güçlük onurlu yürümekte.”

”Bereket bu asil millette milyonlar ve milyonlarca Memet var ki vaziyetin en kötüsünde bile, melekler kadar masum, sessiz, Allah’larına şükredip vallahi bizlerden daha mutlu yaşayıp gidiyorlar. Ötesini bilmiyorlar ki istesinler…”

”Nasıl bir şey bu aşk? dedi. Bana da bir anlatsana! Gözlerini umursamazlıkla dikti doktora: Yaşaması kolay değil ki, anlatması kolay olsun.”

”Zamanın gücü yetmiyordu bir şeyleri çözmeye. İnişli çıkışlı, korkulu, öfkeli günler geçtikçe, çaresizliklerini daha bir anlıyorlardı.

”Vatan ,millet derken bir bakarsınız eski hırsızlar yine yerlerini almışlar . Bir tür oyun . Tefeci – bezirgan , finans – kapital ortaklığının indi bindi oyunu.”

”Ne serüvenlerden geçecek bu dünya kim bilir? Pusuda ne acılar bekliyor daha mutluluk düşündeki insanları! “Herhal ilerdedir yaşanacak günlerin en güzelleri.” Büyük Nazım’ın özlem dolu dizesini yinelemek hiç değişmeyecek yazgımız mıdır yoksa?”

”Bir kadına böylesine bağlılıkla yaşanan güzellik devrimci için engelse, asıl devrimcilik korkup uzak durmak değil, gereğinde alnının akıyla geçebilmekti o sınavı. Böyle bir deneyimin eksikliğini aşma özverisi göstermiş biri, onu hiç tatmamışlarla bir tutulabilir miydi?”

”Onlar gibi düşünmedin mi, suçlu olacaksın. Hırsıza hırsız, katile katil demeyeceksin. Ya ortak olacaksın ya göz yumacaksın her yaptıklarına. Ölmek kötü değil ki bundan… Bu ne rezil dünya? sozlersitesi.com Yükseklerden, kırmızı ışıklan parlayıp sönen bir uçak geçiyordu. Düşme tehlikesine aldırmadan ne güzel uçuyor… Dünya bu işte.”

”Ülkede sınıf yok değil, bizim aydınlarımız sırtını vermesini bilmez sınıfa… Dramı da bu..Toplumu sınıflar değiştirir, kişiler değilki… Tek başlarına uğraşır dururlar zavallıcıklar. Düşman kurnaz. Okul kitaplarını bile hep, tek başına aydının yiğitliklerine övgü ile doldurmuştur. Namık Kemal, Tevfik Fikret.. Nazım’ı da böyle bir övgüyle budayıp kitaplara sokarlarsa şaşmayın!”

”Öğretmenlikte böyle rahat oldu mu hiç? Paramız bitiverirdi daha ayı yarılamadan. Kasaba borç, bakkala borç, Nermin yüzünü kızartıp annesinden bir şeyler koparır, açıklar kapanır bir süre. Sonra yine.. Ama içimle barışıktım. Halkın yoksulluğunu duyuyorduk. Savaşıyordum da.. Sevsinler savaşını.. Zengin, fakir çocuklarına tam bir eşitlikle Fuzuli, Yahya Kemal öğretiyordun! Hiç değilse kendimi aldatıyordum, şimdi o da olmuyor! “İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar.” İşte senin afyonun!”


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir